Ana içeriğe atla

İlber Ortaylı / Türklerin Altın Çağı Eleştiri Yazısı

 Türklerin Altın Çağı Eleştiri Yazısı

Türklerin Altın Çağı

İlber Ortaylı
İstanbul: Kronik Yayınları, Mart 2017, 320 sayfa.

 


          Tarih profesörü, Türk tarihçi, akademisyen, yazar olan İlber Ortaylı 21 Mayıs 1947 tarihinde Avusturya'nın Bregenz şehrinde Kırım Tatarı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İki yaşındayken ailesiyle birlikte Türkiye'ye göç etti. İlk ve orta öğrenimini İstanbul Avusturya Lisesinde tamamladı. 1965 yılında Ankara Atatürk Lisesinden mezun oldu. Şu anda Türk Tarih Kurumu Şeref Üyesidir. Ortaylı, Uluslararası Osmanlı Etütleri Komitesi yönetim kurulu üyesi ve Avrupa İranoloji Cemiyeti ve Avusturya-Türk Bilimler Forumu üyesidir.

          İlber Ortaylı’nın dikkat çekici kitaplarından biri olan Türklerin Altın Çağı’nda elinden geldiğince objektif bir biçimde Türklerin tarihini yani Osmanlı tarihini anlatmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun Türklerin neden altın çağı olduğu sorusuna cevap aramaktadır.

           Kitapta Osmanlıca ve Arapça kökenli kelimeler kullanılmıştır.  Bu nedenle kelimelerin anlamlarına bakmak durumundasınız. Özellikle çağımızda kullanmadığımız kelimelerin yazılması kitabın anlaşılmasını zor bir hale sokmuştur. Kitabın anlatımına baktığımızda, kitapta okuyucunun dikkatini çekecek cümleler ve sorular kalın puntolar ile yazılmıştır. Bu kalın cümleler ve sorulardan sonra öz bir anlatım yapılmıştır. Bu durum bizlere bir sohbet havası katarak okuyucunun konuşma esnasında olduğunu düşündürmektedir.

          İlber Ortaylı’nın kitaplarına genel anlamda bakacak olursak Türklerin tarihi ile ilgilenmiştir ve Ortaylı’nın birçok arşivleri incelemesini de göz önünde bulundurursak tarih bilgisinin ileri derece olduğunu söylemek mümkündür.

         Kitapta giriş bölümünde tarih hakkında bilgiler verilmiştir. (Tarih bilinci nedir? ,Tarih eğitimi nasıl olmalıdır? gibi…) Bu kitabın giriş kısmında bu tarz bilgilerin verilmesi insanlarda yani toplumlarda tarih bilincinin anlaşılmasına olanak sağlamıştır. İlber Ortaylı’nın belirttiği gibi ‘Tarih bilgisi ve bunun getireceği bilinç, bir toplum için çok önemlidir.’ Cümlesi oldukça önemli ve üniversal bir gerçektir. Toplumun bilincini ancak tarih, geçmiş geliştirebilir anlamında söylemleri bulunmaktadır. Tarih insana ve topluma olumla anlamda birçok renk katar ve toplumu geliştirir.

          Ortaylı genel anlamda Osmanlı’nın Türkler için önemli bir nokta olduğunu belirtmektedir. Hatta Osmanlı’yı tarihlerinden saymayan kişilere cehaletten dolayı böyle düşündüklerini söylemektedir. Ne kadar tarihi reddetmeye çalışanlar olsa da tarihi reddettim deyince reddetmek mümkün değildir. Çünkü, geçmişimiz geleceğimizi belirler ve sonuçları ona göre olur. Osmanlı’nın yıkılmasına etki eden eğitim unsuru geçmişte meydana gelmesine rağmen gelecekte yıkılmasına etkide bulunmuştur.

          Aslında Ortaylı Osmanlı İmpratoruluğu’nun 3.Roma İmparatorluğu olduğunu söylemekte. Belli başlı noktaların aynı şekilde olduğunu belirtmekte. Bu kadar arşiv görmüş ve tarih bilgisinin olduğunu düşündüğümüz zaman söylemleri düşünmememiz elde değil. Tabi ki biraz da bizler araştırma yaparsak kendi kanaatimize varabiliriz.

          Kitapta Osmanlı’nın önemli padişahlarını ve tarihi önemli olayları objektif bakış açısıyla incelemeye çalışmıştır. Genel anlamda Osmanlı’nın güçlü olduğunu savunmuştur. Toplam 11 bölümde Türklerin altın çağlarını incelemeye çalışmıştır. Bu durumun yeterli olmayacağını da unutmamak gerekir. Türkler her daim tarihe etkide bulunmuşlardır, tarihte Türklere etki etmiştir.

          Her daim olayları genel anlamları ile anlatarak okuyucuların hem hayal dünyasında hem de gerçek anlamda düşünmesini sağlamıştır. Yer yer kendi görüşlerini de belirtse üniversal ya da başka milletlere ait görüşleri de belirtmeye çalışmıştır. Genel anlamda bir konuyu anlatırken onu destekleyecek somut kaynaklara başvurmuş ve onları açıklamıştır. Soyut anlamdaki düşüncelerinde belli açıklamalar yapmış ve bizim kendi tarih süzgecimizden geçirmemiz gerektiğini belirtmiştir.

          Kitabı okurken en önemli nokta Osmanlı Devleti’ne ya da İmparatorluğu’na olan ön yargılarımın yıkılmasını sağlamıştır. Bizlere Osmanlı’nın baskıcı ve kötü bir rejim olduğu yansıtılmaktadır. Fakat her olayın olumlu ve olumsuz yönünün olduğunu unutmadan hareket etmek gerekir ve bu şekilde doğru sonuca varmamız gerekir. Her olay ya da devletin olumlu ve olumsuz yönleri bulunmaktadır. Objektif bakış açısı bizlere her yönüyle ve tarafsız bir şekilde incelememizi ister.

Türklerin Altın Çağı Kitabını Almak İçin ;

https://www.dr.com.tr/Kitap/Turklerin-Altin-Cagi/Ilber-Ortayli    

                                                                                                

                                                                                                                                                                                       

Destek, talep ve görüşlerinizi yorumlarda belirtirseniz sevinirim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yirmi

-20          20. Bir çocuk bile ilk zamanlar ona kadar saymayı öğrenir, yirmiye kadar saymak zordur onun için. Bizler ise dünyada yaklaşık 20 yıldır ruhumuzla, bedenimizle varız. Ruh için fazla, insan hayatı için kısa sayılabilecek yıl sayısı kadar.           İnsan neden memnun olmaz? Küçükken büyümek, büyürken küçülmek ister. İnsan geri getiremeyeceği ya da durduramayacağını bildiği şeylere etki edemeyeceğini bildiği için memnuniyetsizleşir. Küçük iken büyüyünce her şeyin güzel olacağını, istediğimiz gibi yaşayacağımızı umarak büyüdük. Ama öyle değilmiş.           Bir olgunun belirsiz olması durumu bizi tedirgin eder. Sonucu iyi olsa bile. İnsan önünü, arkasını net bir biçimde görmek ister. Ancak yirmili yaşlar öyle değil. Hayatımızdaki hiçbir şey belli değil. İleride ne olacağımız belli değil. İnsanın bu yaşlarda varoluşsal sancılar çekmesi normal herhalde. Karşısına çok fazla seçenek çıkıyor: mesleği, ilgi ala...

Albert Camus / Yabancı Eleştiri Yazısı

ALBERT CAMUS / YABANCI ELEŞTİRİ YAZISI Yabancı Albert Camus (Fransızca aslından çeviren: Ayça Sezen). İstanbul: Can Sanat Yayınları, Mart 2021, 112 sayfa.           Albert Camus (Fransızca telaffuz: [albɛʁ kamy]; 7 Kasım 1913 - 4 Ocak 1960), Fransız yazar ve filozof olan Camus varoluşçuluk ile ilgilenmiştir ve absürdizm akımının öncülerinden biri olarak tanınır; fakat Camus kendini herhangi bir akımın filozofu olarak görmediğinden, kendini bir "varoluşçu" ya da "absürdist" olarak tanımlamaz. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den sonra bu ödülü kazanan en genç yazar olmuştur. Ödülü aldıktan 3 yıl sonra bir trafik kazasında ölmüştür. Yazar, deneme, roman, hikaye, oyun türünde birçok eserler vermiştir.           Ayça Sezen, İstanbul’da doğdu. Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdi. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda tamamladı. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Halen çevi...

Köpek Kalbi

 Köpek Kalbi   “Tiyatro Eleştiri Yazısı” Kapak Tasarımı: Genco Demirer.          Mihail Bulgakov’un 1925 yılında yazdığı ancak 1987 yılına kadar Rusçada yayımlanmayan Köpek Kalbi adlı kitabı Onur Demircan yönetmenliğinde (ilk oyun) 23 Ocak 2025'te Müze Gazhane'de  uyarlanarak seyircisiyle buluşmakta. Acayiptir ki 28 Ocak'ta ''Cadı Kazanı'' tiyatrosuna da gitmiştim. Oyuncular; Ali Gökmen Altuğ , Cander Çandarlı , İrem Arslan , Onur Şirin .           Şarik , bir sokak köpeğidir. Bir gün üzerine kaynar su dolu tencere dökülür, bir cerrah onu bulur ve evine götürür, iyileştirmeye çalışır. Daha sonra köpeğe bir insanın Türk eyerini ve erkek testislerini nakleder. Bu deneyin sonucunda Şarik insanlaşmaya başlar. Sovyetler Birliği'nde iş bile bulur, yavaş yavaş sosyalist bir vatandaşa dönüşür. Can Yayınları, Köpek Kalbi.           Tiyatro iki saat ve iki perdeden oluşmaktadır. Açıkçası benim ilk uzun t...