Ana içeriğe atla

Origins

I Origins

           I Origins, Mike Cahill tarafından yazılıp yönetilen 2014 yapımı Amerikan bilimkurgu, romantik, drama filmidir . Bağımsız yapım, 18 Ocak 2014'te 2014 Sundance Film Festivali'nde ilk gösterimi yapılmıştır. 11 Ekim 2014'te Catalunya Uluslararası Fantastik Sinema Festivali'nde En İyi Uzun Metrajlı Film Ödülü'nü kazanmıştır. İnternet Movie Database (IMDb) 'de 10 üzerinden 7.3 puan almıştır.


Sinema göstermi posteri.

          Doktora öğrencisi Ian Gray, araştırma ortağı Kenny ve birinci sınıf laboratuvar asistanı Karen ile birlikte gözün evrimini araştırmaktadır. Elizonda ile Gray'in aşkı ile başlayan serüven Hindistan'da son bulacaktır.

          Film 1 saat 56 dakika. İlk 40-45 dakikası romantizm ile sürereken yarısından sonra film hareketleniyor ve akış değişiyor.

          İris benzerliği ruh benzerliği ile eşleşebilir mi? Filmin asıl amacı bu soruyu aydınlatmak. Gerçekten bunun olma ihtimali çok değişik. Bilimsel anlamda böyle bir teori bulunmamaktadır. Yani bilimkurgu konusunun gerçek hayatla buluşturulmuş halidir. 

          Gözler sahiden bizi doğruya götürür mü? Yalan söylediğimizde bile gözlerimiz gerçeği ele verir mi? Bu halk inanışı deneylerle saptanmaya çalışılmış. Wiseman, Watt ve ten Brinke gibi araştırmacılar bunu test etmiş ve göz yönünün yalan söyleyip söylemediğini doğru tahmin etmede işe yaramadığını göstermiştirler.




          Gezegende yaşayan her insanın kendine özgü bir çift gözü var, her birinin de kendi evreni var (Alıntı).  Bu felsefeden dolayı gözler Gray'in ilgisini çeker o da görüşmüş olduğu birçok kişinin gözlerini çeker. İrislerin inanılmaz, büyüleyici etkisine kapılır.

          Hint mitolojisine yapılan göndermeler, bilim adamının akılcılığı ve realistliği; iki zıt düşüncenin çarpışması güzel bir şekilde işlenmekte. Origins, akıl ve metafizik alemin (inanç-mantık veya din-bilim de diyebiliriz) zıtlaşmasını somut olarak gözler önüne sermeye çalışımış. Örneğin; Elizondo; Tavus kuşunun beyazlığının hem gözün eşsizliğini, hem beden ile ruh arasındaki köprüyü temsil ettiğini söylerken Gray, melanin pigmenti eksikliği yüzünden tavus kuşunun beyaz olduğunu söyler.


I Origins filmindeki beyaz tavus kuşu.

          Sofi Elizondo ile Gray'in asansör sahnesi filmdeki en unutulmaz sekanslardan biri. Kurtuluş ve acı. Bazen bazı şeylerden kurtulduğumuzu sanırız ancak bu bir yanılsamadır düşüncesinin karşılığı olan sahne. 

          Göz ruhun yansıması mıdır? İnsanlar hayatı daha yaşanabilir kılmak için bazı olayları dramatize ettiği için böyle düşünüyor olabilir mi? ya da bilim bu fikrin gerçekliğini kanıtlayabilecek bir deney - gözlem yapamamışta olabilir. 



           Dünyada 8.1 milyar insandan ikisinin irisleri aynı olamaz mı? Milyarlar arasında iki kişi, düşününce olma ihtimali yüksek gibi geliyor. İrislerimizin aynı olma ihtimali parmak izlerimizin aynı olma ihtimalinden bile düşükmüş. Mutlak anlamda iki insanın eşlenmesine rastlanılmamış olmasından dolayı pratikte yok diyoruz (istatistiksel eşsizliğe dayanarak) ancak teoride ≈ 1 bölü 10^78 ile 10^120 arasında olma ihtimali var. Yani belki de bu olasılığın gerçekleşmesi durumunda Origins'deki ruh benzerliği de gerçek olabilir.

          Salomina'yı bulmak reankarnasyonun olabileceği ihtimali ortaya çıkarıyor. Bu durumda teoride ≈ 1 bölü 10^78 ile 10^120 ihtimali reankarnasyonu olabilir kılıyor. Filmdeki kurgunun gerçek olması hayatın çok acayip bir yer olduğunu hissettiriyor. Margin değeri %44; Salomina ile Elizodo'nun ruhlarının benzerliği.

          En sondaki asansör sahnesi, Salomina ile Gray asansöre binecekken Salomina'nın çığlık atması ve bunu Gray'in yaşaması. Daha önce yaşananlar daha sonra yaşayacaklarımıza ışık tutar mı? Bu çığlıktan sonra Gray ilk sefer bindiği asansörüne binmez ve film burada biter.

          Sonuç olarak film bilimsel teorilere dayanmasa da (zaten türü bilimkurgu) hayata farklı bir pencereden bakmak isteyen, değişik, etkileyici sekansları olan bir film. Zamanınızın olması durumunda izlenebilir.

                                                                   

Destek, talep ve görüşlerinizi yorumlarda belirtirseniz sevinirim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yirmi

-20          20. Bir çocuk bile ilk zamanlar ona kadar saymayı öğrenir, yirmiye kadar saymak zordur onun için. Bizler ise dünyada yaklaşık 20 yıldır ruhumuzla, bedenimizle varız. Ruh için fazla, insan hayatı için kısa sayılabilecek yıl sayısı kadar.           İnsan neden memnun olmaz? Küçükken büyümek, büyürken küçülmek ister. İnsan geri getiremeyeceği ya da durduramayacağını bildiği şeylere etki edemeyeceğini bildiği için memnuniyetsizleşir. Küçük iken büyüyünce her şeyin güzel olacağını, istediğimiz gibi yaşayacağımızı umarak büyüdük. Ama öyle değilmiş.           Bir olgunun belirsiz olması durumu bizi tedirgin eder. Sonucu iyi olsa bile. İnsan önünü, arkasını net bir biçimde görmek ister. Ancak yirmili yaşlar öyle değil. Hayatımızdaki hiçbir şey belli değil. İleride ne olacağımız belli değil. İnsanın bu yaşlarda varoluşsal sancılar çekmesi normal herhalde. Karşısına çok fazla seçenek çıkıyor: mesleği, ilgi ala...

Albert Camus / Yabancı Eleştiri Yazısı

ALBERT CAMUS / YABANCI ELEŞTİRİ YAZISI Yabancı Albert Camus (Fransızca aslından çeviren: Ayça Sezen). İstanbul: Can Sanat Yayınları, Mart 2021, 112 sayfa.           Albert Camus (Fransızca telaffuz: [albɛʁ kamy]; 7 Kasım 1913 - 4 Ocak 1960), Fransız yazar ve filozof olan Camus varoluşçuluk ile ilgilenmiştir ve absürdizm akımının öncülerinden biri olarak tanınır; fakat Camus kendini herhangi bir akımın filozofu olarak görmediğinden, kendini bir "varoluşçu" ya da "absürdist" olarak tanımlamaz. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den sonra bu ödülü kazanan en genç yazar olmuştur. Ödülü aldıktan 3 yıl sonra bir trafik kazasında ölmüştür. Yazar, deneme, roman, hikaye, oyun türünde birçok eserler vermiştir.           Ayça Sezen, İstanbul’da doğdu. Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdi. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda tamamladı. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Halen çevi...

Köpek Kalbi

 Köpek Kalbi   “Tiyatro Eleştiri Yazısı” Kapak Tasarımı: Genco Demirer.          Mihail Bulgakov’un 1925 yılında yazdığı ancak 1987 yılına kadar Rusçada yayımlanmayan Köpek Kalbi adlı kitabı Onur Demircan yönetmenliğinde (ilk oyun) 23 Ocak 2025'te Müze Gazhane'de  uyarlanarak seyircisiyle buluşmakta. Acayiptir ki 28 Ocak'ta ''Cadı Kazanı'' tiyatrosuna da gitmiştim. Oyuncular; Ali Gökmen Altuğ , Cander Çandarlı , İrem Arslan , Onur Şirin .           Şarik , bir sokak köpeğidir. Bir gün üzerine kaynar su dolu tencere dökülür, bir cerrah onu bulur ve evine götürür, iyileştirmeye çalışır. Daha sonra köpeğe bir insanın Türk eyerini ve erkek testislerini nakleder. Bu deneyin sonucunda Şarik insanlaşmaya başlar. Sovyetler Birliği'nde iş bile bulur, yavaş yavaş sosyalist bir vatandaşa dönüşür. Can Yayınları, Köpek Kalbi.           Tiyatro iki saat ve iki perdeden oluşmaktadır. Açıkçası benim ilk uzun t...