AYŞE KULİN / NEFES NEFESE ELEŞTİRİ YAZISI
NEFES NEFESE
Ayşe Kulin.
İstanbul: Everest Yayınları, Mart 2021, 384 sayfa.
Ayşe Kulin’in kitapları dünya çapında 22 dile çevrilmiştir ve yazar, ülkemizde geniş bir okuyucu kitlesine sahiptir.
Ayşe Kulin Yahudi Soykırımı'na uğrayan insanları, Türk diplomatları vb. kişileri dinleyerek 2.Dünya Savaşı gibi gerçek olaylar ile yaşanabilecek kurgulu bir roman meydana getirmiştir. Ayşe Kulin bu romanında, hem ülkeyi savaşın ortasından başarıyla geçiren kadronun hem de Selva ile Rafael'in zor aşkının peşine düşerek, kendi canları pahasına yüzlerce Yahudi'yi Nazi kıyımından kurtaran Türk diplomatlarının kahramanlıklarını da gün ışığına çıkarıyor. Ayrıcı bu roman 2016 yılında İtalya’da en prestijli roman ödüllerinden olan Premio Roma’da en iyi yabancı roman ödülünü kazanmıştır.
Kitap genel anlamanda halkın anlayabileceği bir Türkçe ile yalın bir biçimde yazılarak okuyucuya aktarılmıştır. Bazı sayfalarda bilinmeyen ya da bilmediğimiz kelimeler bulunmaktadır. Fakat tolere edilebilecek kadar bilinmeyen kelimeler vardır. Bazı bilinmeyen kelimelerinde anlamları verilmiş durumdalar. Kitapta diyalog, betimleme gibi anlatım teknikleri kullanılarak okuyucuların daha somut şekilde olayların anlaması sağlanmıştır.
Ayşe Kulin'in biyografi, roman, öykü gibi birçok yazı türünde kitaplar yazdığını söylemek mümkün. Ayrıca çıkardığı eserlerden bazıları (Veda adlı romanı) filme de uyarlanmış durumdadır. Kendisi Gülizar öyküsünden Kırık Bebek adıyla senaryolaştırdığı filmi Kültür Bakanlığı Ödülü (1986)
Nefes Nefese Adlı Kitabı Satın Almak İçin ;
Ayaşlı ve Kiracıları dizisi, Tiyatro Yazarları Derneği, En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü (1986) gibi ödüller de almıştır. 50'yi aşkın kitabıyla kitapseverlere birçok tercih sunmakta.
Kitapta Paris, Marsilya, Ankara gibi başlıklar ile beraber bölünmüş durumda. Nasıl ki Türk dizilerinde bir olayı heyecanlandırıp bölümü bitiriyorlarsa Ayşe Kulin'de Nefes Nefese adlı romanında bunu yapmış. Yahudi Türklerinin, Yahudilerin yaşadığı o soykırımı, dehşeti gözler önüne sermiş. Hatta Alman Subayları o dönemde erkek Yahudilerin sokak ortalarında özel bölgelerine bakarak Yahudi olup olmadıklarını anlamaya çalışıyorlarmış. (Yahudiler de doğduklarından 8. gününde sünnet olurlar.) Yani bu örneğe baktığımız zaman kayıtsız kalmak elde değil. O insanların yaşadığı acımasızlığı ve ayrımcılığa tepki göstermemek...
Kitabın konusunu belirmeye çalışırsak ''Osmanlı Devleti'nin son Sıhhiye Nazırı Fazıl Reşat Paşa'nın kızı Selva ile, âşık olduğu Musevi genci Rafael, evlenmelerine karşı çıkan aileleri tarafından dışlanınca Fransa'ya giderler. Ancak burada da huzur bulamayacak, II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla, bu kez de Hitler'in ağına takılacaklardır. Etraflarını saran Nazi çemberi gitgide daralırken, her an tutuklanıp kamplara yollanma korkusuyla yaşamaktadırlar. İşte tam o yıllarda Türkiye, savaşın ateşine bulaşmadan, Almanlarla Müttefikler arasında gerili ince ipte, bir cambaz maharetiyle yürümeye çalışmaktadır.' demek doğru olur.
Dünya kapitalist ve emperyalist düzen yüzünden bir savaşa sürükleniyor. Bu savaşta çok zeki ruh hastalarından biri olan Hitler'in çocukken ailesi ile beraber Yahudi bir aile tarafından dışlanarak bir travma yaratması sonucunda Yahudilerin kalmasını istememesi yani onları soykırıma maruz bırakma isteği ile meydana gelen dehşet verici bir olay. Ardından Hitler'e dur denmek isteniyor fakat Almanlar saldırgan bir tutumları olduğu için herkes göz yummak zorunda kalıyorlar. Daha sonra güç onların eline geçince kendi mahkemelerinde para cezalarına çarptırıyorlar tabi ki. Daha sonra İsrail denen bir devlet kurma girişimleri ortaya çıkıyor ve bu durum onların lehine sonuçlanıyor. Ardından her fırsatta antisemitizmi hatırlatarak bir yerlere gelmeye çalışıyorlar ve Filistin'de çocukları öldürüyorlar. Aslında benim anlattığım bu olaylar kapitalizm ve emperyalizm için çok doğal durumlar. Maalesef savaşlar çıkacak, insanlar ölecek ve bir güçlü olacak, herkes ne derse yapacak. Bu durumları değiştirmek için sistemi değiştirmek gerekir. !!UNUTMAYALIM!! ''Her sistem belli başlı sorunları ortaya çıkarır. Çünkü devletlerin, sistemlerin de bir ömrü vardır. Karl Marx'ın dediği gibi “Dünyadaki her şey hareket halindedir… yaşam değişir, üretici güçler büyür, eski ilişkiler çöker.”
Yorumlar
Yorum Gönder