SOKRATES
(Hayatı, Bilgi Anlayışı, Ahlak Anlayışı, Ölümü)
Hayatı
Sokrates MÖ 469 yılında yaklaşık 2400 yıl önce Atina’da doğan, Heykeltıraş, taş işçisi olan Sophroniskos'un ve Ebe Fenarete'nin oğludur. Ailesi zengin olmadığı için fazla eğitim almadığını söylemek mümkün.
Ksanthippi’na ile evlidir ve üç çocuklarının olduğu bilgisine ulaşabiliyoruz. Ksanthippi’na hakkında ulaşabildiğimiz tek tarif hoş biri olmadığı. Bununla beraber açıklamalarda Sokrates’in de basık burunlu, patlak gözlü, sarkık dudaklı ve göbekli olduğu gibi betimlemelere rastlamaktayız.
Atina’da çıplak ayakla dolaşırken banyo yapmadığı söylenmekte ve bu durum da güzelliği değil gerçeği önemsediği fikrini doğurmakta. Kişinin gerçeği kendi içinde bulmasını hedeflemekte, bireyin gerçekliğine inanmakta ve bu doğrultuda ilerlemektedir. Kolektif grupları, devleti, politik partileri vb. reddetmektedir.
Batı Felsefesi’nin babası olarak kabul edilen bir yunan filozofudur. Platon onun en ünlü öğrencisidir. Platon’da Büyük İskender’i eğitecek olan Aristoteles’in öğretmeni idi. Sokrates hakkında kesin bilgilere ulaşmak güç.
Ancak Felsefe’nin babası olarak kabul edilse de kendisine ait eser ya da kitap yazdığını söylemek olanaksız. Onun hakkında elde edilen bilgiler öğrencileri ve arkadaşları tarafından uzun bir süre sonra aktarılmıştır. Sokrates’in etkili bir filozof olmadan önceki hayatını ne yazık ki çağlar boyu nakledilemediği için bilemiyoruz.
Sokrates'in Bilgi Anlayışı
Sokrates’in bilgi anlayışı, özellikle bilgeliğe işaret etmektedir ve tamamen felsefi bilgi ile açıklanmalıdır. Sokrates bilgi için kişinin maddi, teknik bir zenginlik ve yetiye sahip olmasından bahsetmez. Onun için bilgi, felsefi olmalı ve erdem zemininde insana hizmet etmelidir. Soru sormak ve felsefi tartışmalara girmek, onun felsefesinin yöntemi olarak karşımıza çıkmakta.
Eğer bir insan kötülük yapıyor ise bunu bilmediği için yapıyordur. Çünkü insan özünde her zaman iyidir. Bu tartışma yöntemi ile insanların özünde var olan iyiliği ortaya çıkarmayı amaçlamıştır.
Sokrates, aklın gücü ile insanlara ilk etapta kendisinin hiçbir şey bilmediğini belirtir ve onlara basit bir soru sorarak tartışmayı başlatır. Sonrasında aldığı cevaplar doğrultusunda farklı sorular sorarak kendi cevaplarını sorgulamalarını ve doğruyu kendi içlerinde bulmalarını sağlar. Bu tartışmada karşı tarafın ne kadar güçsüz ve dayanaksız fikirleri olduğunu hissettirirdi. Sokratik yöntem diğer adı ile (maiotik yöntem) yani “Doğru bilgi kişinin akıl yürütmeleri ile doğurtulur.” gerçeğini bu tartışmalarda uygulardı.
Sokrates'in Ahlak Anlayışı
Sokrates ahlak felsefesinin (öğretisinin) kurucusu olarak kabul edilir. Bir öğretiden çok, kişilerin bilincine, özlerine olduğunu göstermeye yönelik bir çabadır.
"Atinalıları uyandırıp, hayatın anlamı ve kendileri için gerçekten iyi olan üzerine düşünmeye sevk etmek" diye ifade edilebilecek misyonu benimsemiştir.
Gençlerle hayatın anlamı, neyin gerçekten iyi olduğu, insanın gerçek amacının ne olması gerektiği gibi soruların belirlediği genel çerçeve içinde felsefi tartışmalar yaparak bir ahlak reformu gerçekleştirme çabası içinde olmuştur.
Din ve geleneğin otoritesine gözü kapalı bağlanmanın yanlışlığı konusunda Sofistlerle ortak bir anlayışı benimserken Sokrates, inançlarını ayrım gözetmeksizin yadsımak için toplumun bütün kesimlerine seslendi; bu tutumu da şiddetli tepkilerle karşılaşması ve trajik bir biçimde ölmesi sonucunu doğurdu.
Sofistlerin bilgi anlayışı, onları her bakımdan, rölativizme (göreceliğe) götürmüştü. Sokrates’in ise göz önünde bulundurduğu; sağlam, herkes için geçerli olan bir bilgiye varmaktır. Sokrates, ”Hiç kimse bile bile kötülük işlemez, kötülük bilginin eksikliğinden ileri gelir” der.
Ölümü
Sokrates’in yaşamının en belirgin olaylarından biri MÖ 399 yılında hakkında açılan davadır. Platon'un Sokrates'in Savunması adlı eserinde anlattığı kadarıyla Sokrates, şehrin tanrılarına inanmamak, onların yerine başka tanrılar koymak, tanrıların iyi olup olmadığı gibi sorular sorarak gençliği zehirlemekle suçlandı. Bazı öğrencileri hükümeti ele geçirmeyi düşünecek kadar ileri gitti.
Ardından Sokrates bu suçlamalar sonucunda baldıran zehri içilerek ölüme mahkûm edildi. Ploton, Sokrates’in ölüm gününde onun asil, korkusuz ve mutlu göründüğünü söylemekte. Sokrates suçlanmaların bir kısmını reddeti ve ardından ‘’Sorgulanmamış bir yaşam yaşamaya değer değildir.’’ sözünü söyledi.
Hiçbir zaman kararlılığından vazgeçmedi. Düşünceleri Rönesans’tan Modern Çağ’a kadar mantık ve sistematik etik gelişimine ilham verdi. Yaklaşık 2300 yıl öncesinde yaşamasına rağmen düşünceleri ile insanları etkilemeyi başardı. Bizlere ‘’Düşünceler yaşayacaktır, ölümsüzdürler.’’ sözünün doğruluğunu kanıtladı.
Yorumlar
Yorum Gönder