Ana içeriğe atla

Haklarımız Nedir ve Nasıl Kullanılır?

 HAKLARIMIZ NEDİR VE NASIL KULLANILIR?

          Hak nedir? Neden ortaya çıkmışlardır ? İnsan hak ve özgürlüklerini bilirse yaşayabilir. Hakkımızı ve özgürlüklerimizi savunmalıyız ki refah içinde yaşayabilelim. Hak kelimesinin tanımı ''Hak, kişilerin hukuk düzenince korunan menfaatleridir.'' sitelerde yapılır. Peki her birey hakkını savunuyor mu? ya da savunmak için çaba harcıyor mu? Aslında bir toplumda bunu yapan insanlar fazla ise eğitim seviyesi de fazladır. Çünkü; Eğitim insanlara hem hakkını aramayı ve haklarını bilmeyi öğretir. Örneğin; Kadınlara uygulanan şiddetlerde kadınların sessiz kalması onların haklarını savunmadığını gösterir. Bu durum ne yazık ki ülkemizde içler acısı durumdadır. İnsanların haklarını bilmemesi hep kendisini hem de toplumu kötü bir noktaya sürüklemektedir. Tekrar belirtmek isterim ki her şeyin başı ''eğitim'' dir. Bir toplumun bile kültürü eğitimle ortaya çıkar. Haklarımızı bilmeliyiz ki kendimizi koruyabilelim. Herkesin eşit hakları olursa herkes adil bir biçimde yaşayabilir. Hiçbir şekilde ayrım yapılmamalıdır. Ayrım her türlüsü toplumu ve bireyi derinden etkiler. Toplumda bir sınıf oluştururken, bireyde acizliği ortaya çıkarır.


           Haklarını kullanmak istemeyenleri cesaretlendirmek için gayret sarf etmeliyiz. Bazen insanlar, “Yapmalısın.” diyen bir ses duymak ister. O sesten aldığı cesaretle harekete geçer. Bazen de ne yapmamız gerektiği konusunda bilgi veren bir insan harekete geçmemizi sağlar. 

HAKLARIMIZI SAHİP EDİNMEMİZDE ÇEVRENİN ETKİSİ NASIL OLUR? 

¢   Hafta sonu düzenlenecek turistik geziye gitmek istemeyen birini, biraz teşvik ettiğinizde gitmesini sağlayabilirsiniz. 

¢   "Bütün iş bana kalıyor başta babanız olmak üzere hiçbiriniz bana yardımcı olmuyorsunuz." diye söylenen ancak bütün işi yapmaktan da geri durmayan annenize destek çıktığınızda ve cesaret verdiğinizde sorunu ortadan kaldırabilirsiniz.

¢   Beklediğinden düşük not alan, bunda bir yanlışlık olmalı diye düşünen, buna rağmen hakkını aramayan bir öğrenciyi birazcık cesaretlendirdiğinizde notunun tekrar incelenmesi için itiraz etmek üzere harekete geçirebilirsiniz.



          Bu tür teşviklere herkesin ihtiyacı olduğunu aklınızdan çıkarmadan ihtiyaç hâlinde gerekli cesareti vermekten geri durmamalısınız. Çünkü, insanlar bazı olayları ya da durumları dayanışma sağlayarak üstesinden gelebilir. Hep beraber hakkımızı korursak sesimiz daha yüksek çıkar,herkes duyar… Alexandre Dumas’ın dediği gibi ’’Hepimiz birimiz,birimiz hepimiz için.’’

           Herhangi bir ihlalle karşı karşıya kalan insanların en büyük güvencesi anayasa ve  uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan hak ve özgürlüklerdir. Ancak bu hakları yeterince kullandığımızı söyleyemeyiz. Günlük yaşam içinde hemen hepimiz çeşitli ihlallerle karşılaşırız. Ailede, okulda ve toplumsal yaşam içinde yaşadığımız ya da karşılaştığımız bu ihlallere karşı yeterince duyarlı davranmıyoruz. Hak arama yollarını yeterince bilemeyiz. Demokratik hak arama yollarının maalesef bilinmediğini söyleyebiliriz. Çeşitli sivil toplum kuruluşları hak ve özgürlük eğitimi vermekte ve broşürler hazırlayarak toplumu bilinçlendirmeye çalışmaktadır. Kimi insan, yaşadığı hak ve özgürlük ihlali konusunda nereye ve nasıl başvuracağını bilmeyebilir. Onlara hem sahip oldukları hak ve özgürlükleri anlatmalıyız hem de yaşadıkları ihlalleri ortadan kaldırmanın demokratik yollarından bahsetmeliyiz

          Aileniz ile beraber haksızlığa uğruyorsunuz. Bu durumda anne ve babanıza bu durumu anlatıyorsunuz ve hakkımızı savunmamız gerektiğini söylüyoruz. Anne ve babanın aynı anda ‘Sanki şikayet etsek ne olacak!’ gibi söylemelerde bulunuyorlar. Aslında bu durum insanların yetiştirme tarzına bağlı olarak gelişir. Maalesef bizim toplumumuzda da bu duruma oldukça rastlanmaktadır.

          !!UNUTMAYALIM!! ''Hak ve özgürlüklerini bilen toplumlar her daim gelişirken, bilmeyenler ise aynı doğrultuda kalmak zorundadırlar.''                                                                                                                         

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yirmi

-20          20. Bir çocuk bile ilk zamanlar ona kadar saymayı öğrenir, yirmiye kadar saymak zordur onun için. Bizler ise dünyada yaklaşık 20 yıldır ruhumuzla, bedenimizle varız. Ruh için fazla, insan hayatı için kısa sayılabilecek yıl sayısı kadar.           İnsan neden memnun olmaz? Küçükken büyümek, büyürken küçülmek ister. İnsan geri getiremeyeceği ya da durduramayacağını bildiği şeylere etki edemeyeceğini bildiği için memnuniyetsizleşir. Küçük iken büyüyünce her şeyin güzel olacağını, istediğimiz gibi yaşayacağımızı umarak büyüdük. Ama öyle değilmiş.           Bir olgunun belirsiz olması durumu bizi tedirgin eder. Sonucu iyi olsa bile. İnsan önünü, arkasını net bir biçimde görmek ister. Ancak yirmili yaşlar öyle değil. Hayatımızdaki hiçbir şey belli değil. İleride ne olacağımız belli değil. İnsanın bu yaşlarda varoluşsal sancılar çekmesi normal herhalde. Karşısına çok fazla seçenek çıkıyor: mesleği, ilgi ala...

Albert Camus / Yabancı Eleştiri Yazısı

ALBERT CAMUS / YABANCI ELEŞTİRİ YAZISI Yabancı Albert Camus (Fransızca aslından çeviren: Ayça Sezen). İstanbul: Can Sanat Yayınları, Mart 2021, 112 sayfa.           Albert Camus (Fransızca telaffuz: [albɛʁ kamy]; 7 Kasım 1913 - 4 Ocak 1960), Fransız yazar ve filozof olan Camus varoluşçuluk ile ilgilenmiştir ve absürdizm akımının öncülerinden biri olarak tanınır; fakat Camus kendini herhangi bir akımın filozofu olarak görmediğinden, kendini bir "varoluşçu" ya da "absürdist" olarak tanımlamaz. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den sonra bu ödülü kazanan en genç yazar olmuştur. Ödülü aldıktan 3 yıl sonra bir trafik kazasında ölmüştür. Yazar, deneme, roman, hikaye, oyun türünde birçok eserler vermiştir.           Ayça Sezen, İstanbul’da doğdu. Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdi. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda tamamladı. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Halen çevi...

Köpek Kalbi

 Köpek Kalbi   “Tiyatro Eleştiri Yazısı” Kapak Tasarımı: Genco Demirer.          Mihail Bulgakov’un 1925 yılında yazdığı ancak 1987 yılına kadar Rusçada yayımlanmayan Köpek Kalbi adlı kitabı Onur Demircan yönetmenliğinde (ilk oyun) 23 Ocak 2025'te Müze Gazhane'de  uyarlanarak seyircisiyle buluşmakta. Acayiptir ki 28 Ocak'ta ''Cadı Kazanı'' tiyatrosuna da gitmiştim. Oyuncular; Ali Gökmen Altuğ , Cander Çandarlı , İrem Arslan , Onur Şirin .           Şarik , bir sokak köpeğidir. Bir gün üzerine kaynar su dolu tencere dökülür, bir cerrah onu bulur ve evine götürür, iyileştirmeye çalışır. Daha sonra köpeğe bir insanın Türk eyerini ve erkek testislerini nakleder. Bu deneyin sonucunda Şarik insanlaşmaya başlar. Sovyetler Birliği'nde iş bile bulur, yavaş yavaş sosyalist bir vatandaşa dönüşür. Can Yayınları, Köpek Kalbi.           Tiyatro iki saat ve iki perdeden oluşmaktadır. Açıkçası benim ilk uzun t...