Ana içeriğe atla

Belki de bu dünya, başka bir gezegenin cehennemidir. Ne Demek?

'Belki de bu dünya, başka bir gezegenin cehennemidir.' Ne Demek?

          Aldous Huxley bu sözüyle bizlere ne anlatmaya çalışmıştır? Huxley hem bir yazar hem bir filozofmuş. Filozoflar düşündüğümüz konulara tutarlı bir şekilde felsefi sorular sorarak yanıt arar. Filozof olabilmek için çok düşünmek, sorgulamak ve felsefeyi bilmek gerekir. Bu bilmekten kasıt felsefeyi bir amaç olarak benimsek... Yani amacı bir meslek değilde felsefe yapmaktır.


          Bu Dünya kimine göre cennet kimine göre cehennem. Peki bu ayrım nasıl yapılıyor? ya da neden bu ayrım var? Kapitalizm yönetimi beraberinde sınıf ayrımını doğurur. Yani sınıf derken şunu belirtmeye çalışıyorum bir çöpçü ile bir doktor aynı parayla yemek yiyemez. Çünkü; Bir çöpçünün doktor kadar parası yoktur. Her yönetim biçimi beraberinde sorunlar getirir. Bu çok doğaldır. Örneğin, komünizmde çalışmadan herkes eşit olabiliyor. Bu durumda kimsenin çaba göstermemesini meydana getiriyor. Her neyse dünyamız gerçek mi? Biz gerçekten bir hayat mı yaşıyoruz? Yoksa sürekli aynı hayatı mı yaşıyoruz? Bu konu hakkında Truman Show adlı bir film var. Bu filmi kesinlikle izlemelisiniz. Bu filmi izlediğiniz zaman sürekli bir düşünme söz konusu oluyor ve hayatınızı sorguluyorsunuz. Şu anki yönetimde kapitalizm olduğu için parası olan cenneti yaşıyor diyebiliriz. Para aslında ortaya çıkmamış olsa belki her şey daha güzel olacaktı. Hayatın kötü bir yer olduğunu düşünürsek hayatın kötülükleri hep karşımıza çıkar. Bu durumda hayatın cehennem olduğunu bizlere yansıtır. Hayatın olumlu yönlerini ele alırsakta bu da hayatımızın bir cennet olduğunu yansıtmış olur. Peki bizler hayatı hangi yönden ele almalıyız? Hayatımızı orta noktadan yani hem bardağın dolu tarafını hem de boş tarafını görmeliyiz ki hayatı hem düşünelim hem de sorgulayalım.


          Bir dünya düşünün. Bu dünya bizim başka biri tarafından oluşturulmuş olabilir mi? Hayatımız kime göre ve neye göre doğru? Bizler gerçek dünyada mı yaşıyoruz? Yoksa yalan dünya bizim için oluşturulmuş olan dünyada mı yaşıyoruz? Bu yapma ya da doğal dünyayı nasıl anlayabiliriz? Yazımı The Truman Show adlı filmi izleyip tekrar okursanız biraz daha farklı olayları düşüneceksinizdir.
          !!UNUTMAYALIM!! 'Herkese göre dünya gerçek ama farkında olmadan yapay dünyada yaşıyor olabilirler.' 😀😁

                                                                  
Destek, talep ve görüşlerinizi yorumlarda belirtirseniz sevinirim. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yirmi

-20          20. Bir çocuk bile ilk zamanlar ona kadar saymayı öğrenir, yirmiye kadar saymak zordur onun için. Bizler ise dünyada yaklaşık 20 yıldır ruhumuzla, bedenimizle varız. Ruh için fazla, insan hayatı için kısa sayılabilecek yıl sayısı kadar.           İnsan neden memnun olmaz? Küçükken büyümek, büyürken küçülmek ister. İnsan geri getiremeyeceği ya da durduramayacağını bildiği şeylere etki edemeyeceğini bildiği için memnuniyetsizleşir. Küçük iken büyüyünce her şeyin güzel olacağını, istediğimiz gibi yaşayacağımızı umarak büyüdük. Ama öyle değilmiş.           Bir olgunun belirsiz olması durumu bizi tedirgin eder. Sonucu iyi olsa bile. İnsan önünü, arkasını net bir biçimde görmek ister. Ancak yirmili yaşlar öyle değil. Hayatımızdaki hiçbir şey belli değil. İleride ne olacağımız belli değil. İnsanın bu yaşlarda varoluşsal sancılar çekmesi normal herhalde. Karşısına çok fazla seçenek çıkıyor: mesleği, ilgi ala...

Albert Camus / Yabancı Eleştiri Yazısı

ALBERT CAMUS / YABANCI ELEŞTİRİ YAZISI Yabancı Albert Camus (Fransızca aslından çeviren: Ayça Sezen). İstanbul: Can Sanat Yayınları, Mart 2021, 112 sayfa.           Albert Camus (Fransızca telaffuz: [albɛʁ kamy]; 7 Kasım 1913 - 4 Ocak 1960), Fransız yazar ve filozof olan Camus varoluşçuluk ile ilgilenmiştir ve absürdizm akımının öncülerinden biri olarak tanınır; fakat Camus kendini herhangi bir akımın filozofu olarak görmediğinden, kendini bir "varoluşçu" ya da "absürdist" olarak tanımlamaz. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den sonra bu ödülü kazanan en genç yazar olmuştur. Ödülü aldıktan 3 yıl sonra bir trafik kazasında ölmüştür. Yazar, deneme, roman, hikaye, oyun türünde birçok eserler vermiştir.           Ayça Sezen, İstanbul’da doğdu. Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdi. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda tamamladı. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Halen çevi...

Köpek Kalbi

 Köpek Kalbi   “Tiyatro Eleştiri Yazısı” Kapak Tasarımı: Genco Demirer.          Mihail Bulgakov’un 1925 yılında yazdığı ancak 1987 yılına kadar Rusçada yayımlanmayan Köpek Kalbi adlı kitabı Onur Demircan yönetmenliğinde (ilk oyun) 23 Ocak 2025'te Müze Gazhane'de  uyarlanarak seyircisiyle buluşmakta. Acayiptir ki 28 Ocak'ta ''Cadı Kazanı'' tiyatrosuna da gitmiştim. Oyuncular; Ali Gökmen Altuğ , Cander Çandarlı , İrem Arslan , Onur Şirin .           Şarik , bir sokak köpeğidir. Bir gün üzerine kaynar su dolu tencere dökülür, bir cerrah onu bulur ve evine götürür, iyileştirmeye çalışır. Daha sonra köpeğe bir insanın Türk eyerini ve erkek testislerini nakleder. Bu deneyin sonucunda Şarik insanlaşmaya başlar. Sovyetler Birliği'nde iş bile bulur, yavaş yavaş sosyalist bir vatandaşa dönüşür. Can Yayınları, Köpek Kalbi.           Tiyatro iki saat ve iki perdeden oluşmaktadır. Açıkçası benim ilk uzun t...