Ana içeriğe atla

İnsan Seçimleriyle Mi Yaşar?

İNSAN SEÇİMLERİYLE Mİ YAŞAR?

          İnsan seçimlerini neye göre belirler? Her insanın aklı ve iradesi neden farklıdır? Aklımızın ve irademizin farklı çalışması sonucu duygularımız mı ortaya çıkar? Duygularımız neden vardır?İnsanlar duygulu ve duygusuz olarak neden ayrılır? İnsan neden böyle bir varlıktır? İnsan seçmeden karar veremez mi ya da seçilemez mi? İnsan seçilmek isteyeni seçer ama kendisi isterse seçilebilir. Peki her insanın duyguları,karakterleri neden farklıdır? Duygularımız bizim karakterimizi mi oluşturur?


          Bir yapboz düşününün. Bu yapbozun 1 parçasını yanlış yapınca yapbozu yanlış yapmış oluruz. Bu doğru ya da yanlış neye göre belirlenir? İnsanı çok parçalı bir yapboz düşünelim.Bu yapbozun parçaları biz doğduğumuz anda bizlere verildiğini düşünelim. Bu parçaları bizler doğduğumuzdan itibaren birleştirmeye çalışırız. Bu parçaları yerlerine koymamızı sağlayan etmen ise irademiz yani yapmış olduğumuz seçimlerdir. Seçimler insan doğmadan önce bile anne karnında başlar ve öyle devam eder. İnsan isterse intahar edebilir, isterse ötenaziye başvurabilir, isterse çok doğru ya da yanlış biri olabilir. Bu yanlış ya da doğru insan nasıl oluşur?

 
 
          Her toplum,her ülke,her kültürün farklı doğru ve yanlışları vardır.Yamyamlar insanları yerler,insanlar hayvanları yerler. Bu olaya baktığımızda insanların yenmesinin yanlış olduğu seçime varırız. Peki bu seçimler neye göre doğrudur? Yamyamlara göre insan eti yemek doğru bir şeydir.Bu durumda kim yanlıştır? Bu düşüncemiz bizlere bakış açısı dediğimiz durumu ortaya çıkarır. Peki her olaya farklı bakış açılarından bakarsak herkesi haklı bulma şansımız var mı? İnsan mükemmel olabilir mi? İnsan neden var? İnsan yaşamalı mı ölmeli mi? İntihar eden biri bunun doğru olduğunu düşünür. İnsanlar neden doğru ya da yanlış olarak sınıflandırılırlar. Doğrularımız ve yanlışlarımız neden vardır.Doğruluk ve yanlışlık irade sonucu mu ortaya çıkar? İrademiz neden sınırlıdır,neden her şeyi seçemeyiz?
          İnsan yaşar,büyür ve büyürken irade ile yapbozun parçalarını yapar en son çıkan şeklin sonucuyla da ölür.!UNUTMAYALIM! ''Bir yapbozun parçasını kaybedersek hayatımızın bir parçası gider ve yapbozu tamamlayamayız.''
                                                                                                                                     
                                                                                 
                            

Destek, talep ve görüşlerinizi yorumlarda belirtirseniz sevinirim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yirmi

-20          20. Bir çocuk bile ilk zamanlar ona kadar saymayı öğrenir, yirmiye kadar saymak zordur onun için. Bizler ise dünyada yaklaşık 20 yıldır ruhumuzla, bedenimizle varız. Ruh için fazla, insan hayatı için kısa sayılabilecek yıl sayısı kadar.           İnsan neden memnun olmaz? Küçükken büyümek, büyürken küçülmek ister. İnsan geri getiremeyeceği ya da durduramayacağını bildiği şeylere etki edemeyeceğini bildiği için memnuniyetsizleşir. Küçük iken büyüyünce her şeyin güzel olacağını, istediğimiz gibi yaşayacağımızı umarak büyüdük. Ama öyle değilmiş.           Bir olgunun belirsiz olması durumu bizi tedirgin eder. Sonucu iyi olsa bile. İnsan önünü, arkasını net bir biçimde görmek ister. Ancak yirmili yaşlar öyle değil. Hayatımızdaki hiçbir şey belli değil. İleride ne olacağımız belli değil. İnsanın bu yaşlarda varoluşsal sancılar çekmesi normal herhalde. Karşısına çok fazla seçenek çıkıyor: mesleği, ilgi ala...

Albert Camus / Yabancı Eleştiri Yazısı

ALBERT CAMUS / YABANCI ELEŞTİRİ YAZISI Yabancı Albert Camus (Fransızca aslından çeviren: Ayça Sezen). İstanbul: Can Sanat Yayınları, Mart 2021, 112 sayfa.           Albert Camus (Fransızca telaffuz: [albɛʁ kamy]; 7 Kasım 1913 - 4 Ocak 1960), Fransız yazar ve filozof olan Camus varoluşçuluk ile ilgilenmiştir ve absürdizm akımının öncülerinden biri olarak tanınır; fakat Camus kendini herhangi bir akımın filozofu olarak görmediğinden, kendini bir "varoluşçu" ya da "absürdist" olarak tanımlamaz. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den sonra bu ödülü kazanan en genç yazar olmuştur. Ödülü aldıktan 3 yıl sonra bir trafik kazasında ölmüştür. Yazar, deneme, roman, hikaye, oyun türünde birçok eserler vermiştir.           Ayça Sezen, İstanbul’da doğdu. Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdi. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda tamamladı. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Halen çevi...

Köpek Kalbi

 Köpek Kalbi   “Tiyatro Eleştiri Yazısı” Kapak Tasarımı: Genco Demirer.          Mihail Bulgakov’un 1925 yılında yazdığı ancak 1987 yılına kadar Rusçada yayımlanmayan Köpek Kalbi adlı kitabı Onur Demircan yönetmenliğinde (ilk oyun) 23 Ocak 2025'te Müze Gazhane'de  uyarlanarak seyircisiyle buluşmakta. Acayiptir ki 28 Ocak'ta ''Cadı Kazanı'' tiyatrosuna da gitmiştim. Oyuncular; Ali Gökmen Altuğ , Cander Çandarlı , İrem Arslan , Onur Şirin .           Şarik , bir sokak köpeğidir. Bir gün üzerine kaynar su dolu tencere dökülür, bir cerrah onu bulur ve evine götürür, iyileştirmeye çalışır. Daha sonra köpeğe bir insanın Türk eyerini ve erkek testislerini nakleder. Bu deneyin sonucunda Şarik insanlaşmaya başlar. Sovyetler Birliği'nde iş bile bulur, yavaş yavaş sosyalist bir vatandaşa dönüşür. Can Yayınları, Köpek Kalbi.           Tiyatro iki saat ve iki perdeden oluşmaktadır. Açıkçası benim ilk uzun t...