GEORGE ORWELL / HAYVAN ÇİFTLİĞİ ELEŞTİRİ YAZISI
George Orwell / Hayvan Çiftliği Eleştiri Yazısı
George Orwell (İngilizce aslından çeviren: Celal Üster)
İstanbul: Can Sanat Yayınları, 2001, 152 sayfa.
İngiliz edebiyatının önemli yazarlarından olan George Orwell 25 Haziran 1903 yılında Hindistan’da dünyaya gelmiştir. Asıl adı Eric Arthur Blair olan yazar bu adını çok kullanmamıştır. Döneminde sadece soyluların gidebildiği Eton Koleji’nde okumuştur. Bu okulu bitirdikten sonra üniversiteye gitmeyip Birmanya’da İmparatorluk Polis Okulu’nda görev yapmıştır. Buradaki haksızlıklara ve işkencelere dayanamayan yazar tekrar Avrupa’ya dönmüş ve çeşitli mesleklerde çalışmıştır.
George Orwell roman, deneme ve fabl gibi çeşitli türlerde eserler vermiştir. Sade bir üslupla derin gözlem yeteneğini konuşturmuştur. 1934 yılında yayımladığı ‘Burma Günleri’ adlı romanı polis teşkilatında yer aldığı zamanlardaki gözlemlerini anlattığı otobiyografik eseridir. 1938 yılında Katalonya’ya Selam adlı eserini yayımlamıştır. Kitapta İspanya iç savaşında gördüğü olaylardan esinlenmiş ve tecrübelerini, gözlemlerini yansıtmıştır. 1945 yılında yayımladığı ‘Hayvan Çiftliği’ adlı eserinde Rus devrimiyle birlikte Stalin’in davaya olan sadakatsizliğini siyasal fabl çerçevesinde ele alan George Orwell bu romanı sayesinde büyük bir üne kavuşturmuştur. Böylece dünyaca tanınan bir yazar haline gelmiştir. 1949 yılında yazdığı ‘1984’ adlı romanında da baskıcı liderlerin kurduğu totaliter düzeni konu edinerek insanların hırslarına olan eleştirisini ele almıştır. Bu eseri edebiyat tarihinin en çok okunan kitapları arasına girmeyi başarmıştır. Ayrıca kitap 1954 yılında Birleşik Krallık'ta, 1999'da da ABD'de ''Animal Farm'' adıyla sinemaya uyarlanmıştır.
George Orwell (1943) |
George Orwell kitap yazarken kendi kurallarını oluşturmuştur. Daha önce kullanılan mecazları kullanmamaya özen göstermiştir. Kısa cümleler dururken uzun cümlelerin gereksiz olduğunu belirtmiştir. Gereksiz kelimelere yer vermemiştir. Aktif bir anlatım tarzını benimsemiştir. Yabancı kelimeler ve bilimsel semboller yerine basit kelimeleri kullanmayı tercih etmiştir. Her yazarın kendine ait kurallarının olması gerektiğini savunmuştur. Bunu da kendini takip eden insanlara öğütlemiştir.
George Orwell bir müddet maddi olarak sıkıntı çektikten sonra çok sevdiği yazar olan Jack London’ın izinden giderek yazar olmaya karar vermiştir. İspanya iç savaşında bir keskin nişancı tarafından gırtlağından vurularak ölümden dönmüştür. 21 Ocak 1958 tarihinde, 46 yaşında Londra’da veremden tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiştir.
George Orwell, Hayvan Çiftliği adlı yapıtını 1945 yılında Rus devrimiyle birlikte Stalin’in davaya olan sadakatsizliğini siyasal fabl çerçevesinde ele almış ve bu romanı sayesinde büyük bir üne kavuşmuş ve kavuşmaya devam etmektedir. Bence Orwell dönemi için ilgi çekici bir yazar, o yüzyıllarda meydana gelen ideolojileri dönem dönem reddederek diğer ideolojiyi ilgi duyarak ilerlemekte. Roman, Stalinizmin eleştirisidir. Kendisini her türlü totalitarizme karşı bir demokratik sosyalist olarak tanımlayan Orwell bu romanında SSCB'nin kuruluşundan itibaren meydana gelen önemli olayları kara mizah yoluyla ve mecazi bir dille anlatır. Hayvan Çiftliği çok yankı uyandırmış ve olumlu eleştiriler almıştır. Bir Stalinizm eleştirisi olmakla birlikte, II. Dünya Savaşı yıllarında müttefiklerini kızdırmak istemeyen Birleşik Krallık'ta sansüre uğramıştır. Romanın çizgi filmi çekilirken CIA tarafından değiştirildiği iddia edilmektedir. Roman 1999'da bu kez konusuna daha sadık bir senaryoyla film çekilmiştir. Hayvan Çiftliği, Pink Floyd'un Animals albümüne ilham kaynağı olmuştur. Hayvan Çiftliği Türkiye'de ilk kez 1954 yılında o zamanki adı Maarif Vekâleti olan Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Halide Edib Adıvar'ın Türkçe çevirisiyle bastırtılmıştır. 1966 yılında kitabın ikinci baskısı yapılmıştır. Romanın İngilizce baskısı 1970'li yıllarda Türkiye'de yabancı dille eğitim yapan devlet okulları olan Maarif Kolejleri'nde İngilizce derslerinde okutulmuştur.
Fridrich Karl Waechter |
Kitap toplam 10 bölümden ve Celal Üster'in kitap hakkında düşüncelerini anlattığı metinden oluşmakta ve her bölüm birbirinin devamı niteliğinde. Kitapta bilinmeyen kelimeler mevcut. Yani yalın bir dille yazılmış fakat bazı kelimelerin anlamları meçhul durumda. Bu nedenle kelimelerin anlamlarına bakmak durumundasınız. Kitapta öyküleme, kişileştirme gibi teknikler kullanılmış, anlatımına baktığımızda ise konuşmalar tırnak içinde yazılmış, önemli yerlerde harflerin kalınlığı, büyüklüğü ve yerleri değişmiş durumda. Metinde yer yer Fridrich Karl Waechter tarafından çizilmiş illüstrasyonlar bulunmakta. Bu görsellerde yapıtı okurken insana hem renk katarak hem de soyut betimleri somutlaştırarak hayal dünyasını beslemekte.
Orwell kitabında düşüncelerini hayvanlara insan özelliklerini ekleyerek anlatmıştır. Hayvanların kalem kullanması, alfabeyi sökmesi gibi durumlar ile. Bu nedenle gerçekçi kitaplardan ayıran bir farka örnek gösterilebilir. Kitabı ilk başta okurken hayvanlara insan özelliğinin verilmesi acayibinize gidiyor daha sonra bu durumu normlaştırdığımızda hayvanlara da hak vermeye ve onları anlamaya başlıyoruz.
Kitapta dikkatimi çeken ve beni etkileyen cümle grupları ''Sütler her gün domuzların lapasına karıştırılıyordu.'' ve '' ... tüm elmaların toplanması ve koşum takımlarının durduğu odaya getirilerek domuzlara teslim edilmesi buyuruluyordu.'' Bu kısımlardan önce domuzların tüm hayvanların eşit olması gerektiğini, insanlarla muhattap olmaması gerektiğinden bahsetmekte. Ancak ilerleyen kısımlar domuzlar hem insanlarla konuşması hem de kendilerinin diğer hayvanlardan daha fazla çalıştığını söyleyerek belirli ayrıcalıklar elde etmesi eşitlilik ilkesine ile uyuşmamakta. Bu durumda bir çelişkiyi doğurmakta.
Kitapta insanlar gibi kendi türünün yok etmeye çalışan bir türün olmadığını söyleyen hayvanlar ilerleyen bölümlerde kendilerine ihanet eden hayvanları öldürmekte ve onlar ile savaşmaktadırlar. Bu kısımda hayvanların yine bir çelişki içinde olduğunu göstermektedir.
Bence kitabın sonuna daha yavaş bir şekilde gelinmeliydi. Kitap Orwell'ın müthiş kurgusuyla yazılmış ve insanı derinden etkiliyor. Ancak böyle güzel bir kurgunun bir anda sona ermesi de kötü bir durum. Kitabın sonuna aheste aheste yaklaşsa idi daha güzel olabilirdi.
İnsanların birbirini öldürmesi, hayvanlara işkence etmeleri (hayvanat bahçeleri, petshoplar gibi.) mantıklı bir durum değil. Eşitliği, adaleti, hoşgörüyü, özgürlüğü savunun insan neslinin pratikte zıtlarını yapmaları da mantıklı bir olgu değil. Ancak egolarımız, üstünlüklerimiz ile savunmamız ve savunacağımız şeyleri yapmak yerine onların zıttını yaparak hem doğaya, hayvanlara ve canlılara zarar vermekteyiz. Bu durumun ancak çok okumakla ve sorgulamak ile kaybolacağına inanmak dışında elimizden bir şey gelmiyor. Sorgulayan insan her ne zaman olursa olsun yanlışı doğrudan ayırt ederek her zaman doğruya ulaşacaktır. !!UNUTMAYALIM!! Albert Camus'un dediği gibi "Sorgulanmayacak hiçbir şey yoktur."
https://www.dr.com.tr/Kitap/Hayvan-Ciftligi/Celal-Uster/
Kaynakça:
Yorumlar
Yorum Gönder