Ana içeriğe atla

Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri

Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri (Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri)



 

A)Beyitlerle Kurulanlar

 

B)Dörtlüklerle Kurulanlar

 

C)Bentlerle Kurulanlar

 

1-Gazel

2-Kaside

3-Mesnevi

4-Kıt’a

5-Müstezat

 

1-Rubai

2-Tuyuğ

3-Murabba

4-Şarkı

5-Terdi

 

1-Terkib-i Bent

2-Terci-i Bent

3-Muhammes

4-Müseddes

5-Taştir

6-Tahmis

A)Beyitlerle Kurulanlar


1)Gazel

a)       Beyit sayısı 5 ile 15 arasında değişir. ama genelde bu sayı 5, 7, 9 beyittir.

b)      İlk beyit kendi arasında kafiyelidir. Gazelin kafiye düzeni (örgüsü) şöyledir; aa, ba, ca, da, ea, fa

c)       Gazelin ilk beytine matla(doğuş yeri) denir.

d)      Gazelin son beytine makta (bitiş, kesiliş yeri) denir.

e)      Şairin isminin geçtiği beyte taç beyit denir.

f)        Gazelin en güzel beytine beytü’l-gazel denir. Bu beyte Şah beyit de denir.

g)       Gazelde genelde anlam bütünlüğü aranmaz, anlam beyitte tamamlanır.

h)      Bir gazelin bütününde aynı konu işleniyorsa, böyle gazellere yek-ahenk gazel denir.

i)        Bütün bir şiirin aynı söyleyiş güzelliğine sahip olduğu gazellere yek-âvâz gazel denir.

j)        Divan edebiyatı şairleri bütün maharetlerini gazelde ortaya koyarlar. Büyük şair olmanın en büyük ölçütü gazellerdir.

k)       Gazelde konu aşk, şarap, güzellik ve aşkın ıstırabıdır.

l)        Gazeller konularına göre adlandırılırlar:

Âşıkâne gazel: Aşkı, sevgiliyi, sevgiliye yakarışı, sevgiliden yakınmayı dile getiren gazellerdir. Fuzulî

en önemli örnektir.

Rindâne gazel: İçkiyi, içkinin zevkini, hayata karşı kayıtsızlığı dile getiren gazellerdir. Bâkî en

önemli örnektir.

Şûhâne gazel: Kadın güzelliğini çapkın bir anlatımla dile getiren gazellerdir. Nedim en önemli

örnektir.

Hikemî gazel: Ahlakla ilgili öğütler veren türlü hayat görüşlerini yansıtan gazellerdir. Nâbî en

önemli örnektir.

NOT: Rediflerine göre adlandırılırlar: “ya Rab”, “yanayım” vb.

Musammat Gazel: Dizelerin ortalarının birinci dizenin sonu ile uyaklı olduğu gazellere musammat

gazel denir. Musammat gazelde her beyitin dizeleri ikişer dize haline getirilerek bir dörtlük

oluşturulabilir.

m)    Aruz ölçüsüyle yazılır.

n)      Fuzûlî, Bâkî, Nedim, Şeyh Galip, Taşlıcalı Yahya Bey vb. gazelin önemli isimleridir.

 

 

Nâm ü nişâne kalmadı fasl-ı bahardan ---a Matla

Düşdü çemende berg-i dıraht itibardan ---a beyiti

 

Eşcaâr-ı bâğ hırka-yı tecrîde girdiler ---b

Bâd-ı hazan çemende el aldı çenârdan ---a

 

Her yâneden ayağına altun akıp gelir ---c

Eşcâr-bâğ himmet umar cûybardan ---a

 

Sahn-ı çemende durma salınsun sabâyile ---d

Âzâdedür Nihâl bugün berg ü bârdan ---a

 

Mahlas Bâkî çemende hayli perişan imiş varak ---e Makta

Benzer ki bir şikâyeti var rûgârdan ---a Beyiti

                                                                                                     Bâki (Baki Divanı Adlı Kitaptan)

2-Kaside

a)       Din ve devlet büyüklerini övmek veya yermek amacıyla yazılan şiirlerdir.

b)      En az 15 en çok 99 beyitten oluşur. Ama genellikle 33 ile 99 beyit arasındadır.

c)       İlk beyitteki mısralar kendi arasında, diğer beyitlerdeki mısraların birincisi serbest, ikincisi ise birinci beyitle uyaklıdır. (aa-ba-ca-da-ea-fa...)

d)      Aruz ölçüsünün değişik kalıplarıyla yazılabilir.

e)      Gazelde olduğu gibi ilk beyite matla, son beyte makta, şairin mahlasının geçtiği beyte tac beyit denir.

f)        Kasidenin en güzel beyitine beytü'l-kasid denir.

g)       Fahriye ve tegazzül dışında diğer bölümlerin olması zorunludur.

h)      Kasidelerin özel bir adı yoktur. Kasideler, nesib bölümünde işlenen temaya,uyağın son harfine veya rediflere göre ayrılır.

i)        Dize ortalarında kafiyeli olan kasidelere musammat kaside denir.

j)        Kasidenin en ünlü şairleri: Nef'i, Baki, Fuzuli, Ahmet Paşa, Nedim...

k)       Kasideler konularına göre altıya ayrılırlar:

Tevhid : Allah'ın birliğini anlatan kasidelerdir.

Münacaat : Allah'a yalvarmak, dua etmek amacıyla yazılan kasidelerdir.

Naat : Peygamberimizi övmek için yazılan kasidelerdir.

Medhiye : Devrin ileri gelenlerini övmek için yazılan kasidelerdir.

Hicviye : Devrin yöneticilerini eleştirmek için yazılan kasidelerdir.

l)        Tam bir kasidede aşağıdaki bölümler bulunur:

Nesib veya Teşbib: Başlangıç bölümü desayılan bu kısımda, şair konuyla ilgisi bulunmayan (bahar, yaz, kış, saray, bahçe...) tasviri yapar. Genellikle 15-20 beyit arasında olur. Şiir yönünün en ağır olduğu bölümdür. Kaside genellikle övgü konuludur; ancak şair, doğrudan doğruya övgüye geçmez.

m)    Kasideler nesib bölümünde işlenen konulara göre de gruplara ayrılırlar:

Bahariyye: Nesib bölümünde bahar anlatılır.

Iydiye: Nesib bölümünde bayram anlatılır.

Şıtaiyye: Nesib bölümünde kış ve kar anlatılır.

Ramazaniyye: Nesib bölümünde ramazan anlatılır.

Rahşiyye: Nesib bölümünde atlar anlatılır.

Sayfiyye: Nesib bölümünde yaz anlatılır.

Girizgâh: Konuya giriş için bir veya birkaç beyitten oluşan geçiş bölümüdür. Bu bölüm, nesib bölümü ile asıl bölüm olan medhiye bölümünü birleştirir. Girizgâh bölümü, gelişi güzel söylenen bir böülüm değildir. Yeri getirilerek, uygun, nükteli bir sözle övgüye başlandığı belirtilir.

Medhiye: Allah'ın, Hz. Muhammed'in, padişahın veya önde gelen kişilerin övüldüğü, yüceltildiği en uzun bölümdür. Övülen kişinin kişisel nitelikleri dikkate alınmadan, çok abartılı olarak kalıplaşmış mazmun ve benzetmelerle yapılan bir övgüdür.

Tegazzül: Kasidenin ölçüsüne ve uyağına uygun yazılan, araya sıkıştırılan gazeldir. Şair gazel söyleyeceğini önceden belirtir.

Fahriye: Şairin kendisini övdüğü bölümdür. Şair abartılı olarak İran'ın ünlü şairleriyle kendi şairliğini karşılaştırır. Şiirinin ve şairliğinin onlardan üstün olduğunu söyler.

Dua: Kasidenin en son bölümüdür. Birkaç beyitten oluşur. Bu bölümde Allah'a, Peygamber'e, ülke büyüklerine iyi dileklerde bulunulur. Şairler dua bölümüne geçileceğini uygun bir şekilde belirtirler.

 

                           BAHAR KASİDESİ

Esdi nesîm-i nev- bahar açıldı güller subh-dem ---a

Açsın bizimde gönlümüz sâkî meded sun câm-ı Cem ---a Nesib Bölümü

………………….

Gül devri ayş eyyamıdır zevk u safâ hengâmıdır ---x

Âşıkların bayramıdır bu mevsim-i ferhunde-dem ---a

………………….

Bir câm sun Allah için bir kâse de ol mâh için ---x Girizgah

Tâ medh-i şâhen-şâh için alam ele levh ü kalem ---a Beyiti

 ……………………

Sultan Murâd-ı kâm-rân esfer dih ü kişver sitân ---x

Hem pâdişah hem kahraman sâhib-kıran-ı Cem-haşem ---a Medhiye Bölümü ……

       

                Nef'î

 

3-Mesnevi

a)       Her beyiti kendi içinde uyaklıdır. (aa-bb-cc-dd-ee-ff...)

b)      Aşk, tasavvuf, savaş, kahramanlık, savaş... gibi çeşitli konular işlenir.

c)       Divan şiirinde olay ağırlıklı konuların işlendiği bir türdür. Hikaye ve romanın Divan edebiyatındaki karşılığıdır.

d)      Divan şiirinin en uzun nazım biçimidir.

e)      Aruzun kısa kalıplarıyla yazılır.

f)        Edebiyatımızdaki ilk mesnevi örneği Yusuf Has Hacib’in yazmış olduğu Kutadgu Bilig adlı eserdir

g)       Beyitler arasında anlam bütünlüğü vardır.

h)      Mesneviler konularına göre şöyle sınıflandırılabilir:

-Destanlar, savaş ve kahramanlık konularını işleyen mesneviler:İskendername (Ahmedi), Şehname (Firdevsi)...

-Aşk hikayelerini konu alan mesneviler: Vamık u Azra, Hüsrev ü Şirin...

-Dini ve tasavvufi konulu mesneviler: Vesiletü'n-Necat (Süleyman Çelebi), Hüsn ü Aşk (Şeyh Galib), Leyla vü Mecnun (Fuzuli)...

-Ahlaki konulu didaktik mesneviler: Hayriyye, Hayrabad (Nabi), Kutadgu Bilig (Yusuf Has Hacib)...

-Şehirleri anlatan mesneviler: Şehrengiz-i Bursa (Lamiî), Hubanname (Enderunlu Fazıl)...

-Eğlence ve düğünleri anlatan mesneviler: Surname (Vehbi)

-Mizahi ya da eleştirel mesneviler: Harname (Şeyhi)...

i)        Bir şairin yazdığı beş mesneviye Hamse denir. Beş mesnevi yazan şair hamse sahibi olarak adlandırılır. Şeyhi ve Fuzuli hamse sahibidir.

j)        Bir mesnevide genellikle şu bölümler bulunur:

Dibâce: mesnevinin önsözüdür. Manzum veya mensur olabilir.

Tevhid: Allah'ın birliği ve bütünlüğü anlatılır.

Münacaat: Allah'a yalvarış ve yakarışlarda bulunulur.

Naat: Hz. Muhammed övülür.

Miraciye: Miraç olayı anlatılır.

Medh-i Çihar-yâr-i Güzîn: Genellikle dört halife övülür. Dört halife dışında devrin büyükleri de övülebilir.

Medhiye: yapıtın sunulacağı kişiye övgüler bulunur.

Sebeb-i Telif: Mesnevinin yazılış nedeni belirtilir.

Âğâz-ı Dâstan: Mesnevinin asıl konusunun bulunduğu bölümdür.

Hatime: Mesnevinin bittiğini belirten bölümdür.

k)       Ahmedi,Şeyhi,Fuzuli,Mevlana,Yusuf Has Hacib vb. mesnevinin önemli isimleridir.

 

 

             HARNÂME

Bir eşek var idi zaîf ü nizâr ---a

Yük elinden katı şikeste vü zâr ---a

 

Ol kadar çeker idi yükler ağır ---b

Ki teninde tü komamışdı yağır ---b

 

Birgün ıssı ider himâyet ana ---d

Ya’ni kim gösterir inâyet ana ---d

 

Aldı pâlânını vü saldı ota ---e

Otlayurak biraz yüridi öte ---e

 

Gördi otlakta yürür öküzler ---f

Odlu gözler ü gerlü gögüzler ---f ……

                                                             Şeyhi

 

                                                            

4-Kıt’a

a)       Genellikle iki beyitten oluşan şiirlerdir. Bu tür kıt’alar dörtlük diye de anılır.

b)      Beyitlerin ilk dizesi serbest, ikinci dizeleri birbiriyle uyaklıdır: xa / xa…

c)       Beyitler arasında anlam birliği bulunur.

d)      Kıt’a nazım biçiminde şair mahlasını genellikle kullanmaz.

e)      Kıt’alarda hikmet, nükte, yergi, övgü, dünya görüşü gibi çeşitli konular işlenir.

f)        Bazı kıt’alarda ilk beyitin dizeleri birbiriyle uyaklı olabilir. Bu tür kıt’alar “nazım” adını alır.

g)       Beyit sayısı ikiden fazla (2-12) olan kıt’alara ise “kıt’a-i kebire” (büyük kıt’a) denir. Bu tür kıt’alar matla beyti olmayan bir gazele benzer.

h)      Beyit sayısı ikiden fazla olan kıtalara kıt'a-i kebîre denir.

 

 Her kimim var ise zâtında şerâret küfrü---b

İstilahât-ı ulum ile müselman olmaz ---a

 

Ger kara taşı kızıl kan ile rengin etsen ---c

Tab’a tağyir verip lâl’i Bedehşân olmaz ---a

 

Eylesen tûtiye ta’lim-i edâ-yı kelimat ---d

Nutku insân olur ammâ özü insân olmaz ---a

 

Her uzun boylu Şecâ’ar edebilmez da’vi ---e

Her ağaç kim boy atar serv-i hirâmân olmaz ---a

                                                                                              Fuzulî

 Fâ i lâ tün - Fâ i lâ tün - Fâ i lâ tün – Fa’ lü

5-Müstezat

a)       Her beyitte uzun mısraların sonuna eklenen ve ziyâde mısra da denilen kısa mısralar yer alır.

b)      Beyitleri bir uzun bir kısa dizeden oluşan özel bir gazel biçimidir. Gazelden türemiştir.

c)       Genellikle divanların gazelleri ve kasideleri arasında yer alır..

d)      Müstezatta gazelde olduğu gibi aşk, şarap, güzellik ve aşkın ıstırabı gibi konular işlenir.

e)      Divan şiirinin sanatlı ve artistik şekillerindendir. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütünlük oluşturur.

f)        Uzun mısraların ölçüsü “mefûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün” ise eğer kısa mısraların ölçüsü de uzun

mısranın ölçüsüne uygun biçimde “mefûlü / feûlün” olacaktır.

 

Ey şûh-ı kerem pişe dil-i zâr senindir

Yok mihnetin asla

Ey kân-ı güher anda ne kim var senindir

Pinhan ü hüveyda

 

Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz

Baş üzre yerin var

Gül goncasısın gûşe-i destar senindir

Gül, ey gül-i rânâ

 

Neylersen edip bir-iki gün bâr-ı cefâya

Sabreyle de sonra

Peymâne senin hâne senin yâr senindir

Ey dil tek ü tenhâ ……

B)Dörtlüklerle Kurulanlar

                                                                       Nedim

 

          

1)Rubai

a)       İran edebiyatından geçmiş bir nazım biçimidir.

b)      Tek dörtlükten oluşur.

c)       Uyak düzeni “aaxa” şeklinededir.

d)      Kendine özgü aruz kalıplarıyla yazılır. Bu kalıplara ahrem ve ahreb kalıpları denir.

e)      Daha çok felsefe, tasavvuf ve şarap konu olarak işlenir.

f)        Az sözle çok şey söylemek esastır.

g)       İran edebiyatında Ömer Hayyam; edebiyatımızda ise Mevlânâ, Nabi, Nedim, Yahya Kemal ve Arif Nihat Asya önemli rubai şairleridir.

Mecnûn ki lâ-ilâhe illâ der idi ---a

Teklif-i Şu’ûr eyleseler “lâ” der idi ---a

Ol mertebe meşgûl idi Leylâ il kim ---x

Mevlâ diyecek mahalde “Leylâ” der idi ---a

                                                              Yenişehirli Avn

2)Tuyuğ (Tuyuk)

a)       Türklerin Divan şiirine kazandırdığı nazım şeklidir.

b)      Halk edebiyatındaki maninin karşılığı olarak sayılır..

c)       Tek dörtlükten oluşur.

d)      Kafiyele şeması aaxa şeklindedir.

e)      Manide olduğu gibi cinaslı uyak kullanılır.

f)        Halk şiirinde 11’li kalıpla söylenen mani biçimindeki şiirlere de tuyuğ denir.

g)       Aruzun sadece “fâilâtün fâilâtün fâilün” kalıbıyla yazılır.

h)      Tuyuğ Çağatay ve Azeri lehçelerinde yaygın bir türdür.

i)        Rubaide işlenen konular tuyuğda da işlenir.

j)        Edebiyatımızda Kadı Burhaneddin, Nesimi ve Ali Şir Nevai önemli tuyuğ şairleridir.

 

Dil-berin işi itâb u nâz olur ---a

Çeşmi câdû gamzesi gammaz olur ---a

Ey gönül sabret tahammül kıl ana---x

Yâre erişmek işi az az olur ---a

                                      Kadı Burhaneddin

3)Murabba

a)       Bent denilen dört mısralık bölümlerden meydana gelen bir nazım şeklidir.

b)      En az üç en fazla yedi bentten oluşur.

c)       Murabba aruzun her kalıbıyla yazılabilir. Özellikle uzun kalıplarla yazılır.

d)      Her konu işlenebilir. Özellikle felsefî konular ve aşk...

e)      Kafiye düzeni “aaaa - bbba - ccca ...” ya da “bbba - ccca - ddda ...” şeklindedir.

f)        Bazen dördüncü mısralar nakarat olabilir.

g)       Nedim ve Fuzuli önemli murabba şairlerimizdendir.

 

Perişan- hâlin oldum sormadın hâl-i perişânım --- a

Gamından derde düştüm kılmadın tedbîr-i dermanım --- a

Ne dersin rüzgârım böyle geçsin güzel hanım --- a

Gözüm cânım efendim sevdiğim devletlü Sultanum --- a

 

Esîr-i dâm-ı aşkın olalı senden vefâ görmen --- b

Seni her kanda görsem ehl-i derde âşinâ görmen --- b

Vefâ vü âşinâlık resmini senden revâ görmen --- b

Gözüm cânım efendim sevdiğim devletlü Sultanum --- a

 

Değer her dem vefasız çerh yayından mana bin ok --- c

Kime şerh eyleyem kim mihnet ü endûh u derdim çok --- c

Sana kaldı mürüvvet senden özge hiç kimsem yok --- c

Gözüm cânım efendim sevdiğim devletlü Sultanum --- a

 

…….

 

Me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün

                                                                                                 Fuzulî

4)Şarkı

a)      Türklerin Divan edebiyatına kattığı nazım şeklidir.

b)      Aşk ve güzellik konularını işler.

c)       Şarkıda tekrarlanan bölümlere nakarat adı verilir.Anonim Halk edebiyatının nazım şekillerinden biri olan türkünün kavuştak bölümünün karşılığı şarkıda nakarattır.

d)      Bestelenmek üzere yazılmışlardır..

e)      Konu genellikle aşk, sevgi, sevgili, içki ve eğlencedir.

f)        Kafiye düzeni murabbaya  benzer. Ama farklı da olabilir:

g)       Nedim bu nazım şeklinin en önemli şairidir.Nedimden sonra en çok şarkı yazan şairler, Enderunlu Vasıf ve Enderunlu Fazıl’dır.. Yahya Kemal’in de şarkı türünde şiirleri vardır.

 

 

Kalbim yine üzgün seni andım da derinden---a

Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden---a (nak.)

Üzgün ve kırılmış gibi en ince yerinden---a

Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden---a (nak.)

 

Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş---b

Gördüm ki yazın, bastığımız otları solmuş ---b

Son demde bu mevsim gibi benzim de kül olmuş ---b

Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden---a (nak.)

 

 Mef û lü / me fâ î lü / me fâ î lü / fe û lün

                                                                                            Yahya Kemal BEYATLI

5)Terdi

a)       Kelime anlamı “dörtleme, dörtlü duruma getirme”dir.

b)      Bir gazelin beyitlerinin üstüne başka bir şair tarafından aynı ölçü ve uyakta

c)       ikişer dize eklenerek yazılan murabbaa denir.

d)      Kafiye şeması: (aa)aa (bb)ba (cc)ca (dd)da (ee)ea ...

 

(Leyla Hanımın Beyitine)

Devran eyle dünyayı ben gibi âşık bulunmaz

Aşkınla yanan yürekte bir damla su bulunmaz

'Deme aşık çok bana varmı ben gibi bulunmaz

Aşık sana çoksa bana dilber mi bulunmaz'

                                                                             M. Hasin Aktürk

A)Bentlerle Kurulanlar


1)Terkib-i Bent

a)       Bentlerle kurulan uzun bir nazım biçimidir.

b)      Yaşamdan, talihten şikâyet; felsefi düşünceler, dini, tasavvufi konular ve toplumsal yergilerin

c)       işlendiği şiirlerdir.

d)      En az beş, en fazla on beş bentten oluşur. Her bent beş ila on beyitten oluşur.

e)      Bentlerin kafiye düzeni gazele benzer ; aa xa xa xa xa xa bb cc xc xc xc xc xc dd ee xe xe xe xe xe ff gg xg xg xg xg xg hh...

f)        Her bendin sonunda vasıta beyti denen bir beyit vardır. Her bendin sonundaki vasıta beyiti farklıdır.

g)       Bunlar bentlerden ayrı olarak kendi aralarında uyaklanır.

h)      Vasıta beytinden bir önceki bende “terkiphane” adı verilir.

i)        Edebiyatımızda Bağdatlı Ruhi ve Ziya Paşa bu türün iki önemli şairidir. İkisi de toplumsal konularda yazmıştır.

 

1. BENT

Terkiphane

Bir katre içen çeşme-i pür-hûn-ı fenâdan---a

Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan---a

 

Âsûde olam dersen eğer gelme cihâna---b

Meydâna düşen kurtulamaz seng-i kazâdan---a

 

Sâbit-kadem ol merkez-i me’mûn-ı rızâda---c

Vâreste olup dâire-i havf u recâdan---a

 

Dursun kef-i hükmünde terâzû-yı adâlet---d

Havfın var ise mahkem-i rûz-ı cezâdan---a

 

 ………………………..

 

İdrâk-i maâli bu küçük akla gerekmez ---e Vasıta

Zîrâ bu terâzû o kadar sikleti çekmez---e Beyiti

 

 

 2. BENT

Terkiphane

Dehrin ne safâ var acabâ sîm ü zerinde---f

İnsan bırakır hepsini hîn-i seferinde---f

 

Bir reng-i vefâ var mı nazar kıl şu sipihrin ---g

Ne leyl ü nehârında ne şems ü kemerinde ---f

 

Seyr etdi havâ üzre denir taht-ı Süleyman ---h

Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde ---f

 

Hürr olmak eğer ister isen olma cihânın---j

Zevkinde safâsında gamında kederinde ---f

 ………………..

İnsâna sadâkat yaraşır görsede ikrâh---h Vasıta

Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah---h Beyiti

 

Mef û lü / me fâ î lü / me fâ î lü / fe û lün

                                                                                               Ziya Paşa

2)Terci-i Bent

a)       Biçim ve uyak bakımından terkib-i bende benzer.

b)      Bentlerin kafiye düzeni yandaki gibidir ; aa xa xa xa xa xa bb cc xc xc xc xc xc bb ee xe xe xe xe xe bb gg xg xg xg xg xg bb...

c)       En az beş, en fazla on beş bentten oluşur. Her bent beş ila on beyitten oluşur.

d)      Her bendin sonunda vasıta beyti denen bir beyit vardır. Her bendin sonundaki vasıta beyiti aynıdır.

e)      Terci-i bentin terkib-i bentten farkı vasıta beyitlerinin her bendin sonunda aynen tekrarlanmasıdır.

f)        Bu sebeple bentlerde işlenen konular asında bir uyum olmak zorundadır. Yani konu bütünlüğü vardır.

g)       Konu bakımından da farklılıklar görülür. Genellikle Tanrı’nın gücü, evrenin sonsuzluğu, doğanın ve yaşamın karşıtlıkları işlenir. Ayrıca terkib-i bentte işlenen yaşamdan ve talihten şikayet; felsefi düşünceler, dini, tasavvufi konular ve toplumsal yergiler de terci-i bentte işlenir.

h)      Vasıta beyitinden bir önceki bente “tercihane” adı verilir.

i)        Ziya Paşa önemli bir terci-i bent şairimizdir..

NOT: Terkib-i Bentte vasıta beyitleri değişirken terci-i bentte vasıta beyitleri değişmez aynı kalır.

 1. BENT

Tercihane

Yarab nedir bu dehrde her merd-i zü-fünûn ---a

Olmaz bela-yı akl ile aramdan masun---a

 

Yarab niçin bu arsada her şahs-ı arifin---b

Mikdar-ı fazlına göre derdi olur fuzûn---a

 

Her kangı suya af-ı nigah etse bi-huzur---c

Her kangı şey’e sarf-ı ayal etse aklı dün ---a

 

Mümkün müdür hakikat-i eşyayı vezn ü derk ---d

Mizan-ı akla dirhem-i ta’dil iken zünun---a

 …………………………

Subhâne men tahayyere fi sun’hil- ukûl---e Vasıta

Subhâne men bikudretihi ya’cüzü’l-fuhül---e Beyiti

 

 2. BENT

Tercihane

Etmiş kimisi rahatın ikbal için fedâ---f

Olmuş kimi beliye-i ibdara mübtela---f

 

Olmuş kimi tüvanger-i devran iken zelil ---g

Olmuş kimine devleti sermaye-i ana---f

 

Toplar kimisi varis-ü hadis için nuküd---h

Eyler kimisi servet için ömrünü heba---f

 

Düşmüş kimi tecessüs-i kibrit-i ahmere---j

Olmuş kimine mücib-i iflas kimya---f

 …………………..

Subhâne men tahayyere fi sun’hil- ukûl ---e Vasıta

Subhâne men bikudretihi ya’cüzü’l-fuhül---e Beyiti

 

 

 Mef û lü / me fâ î lü / me fâ î lü / fe û lü

 

3)Muhammes

a)       Her bendi beş dizeden oluşan nazım biçimidir.

b)      Her konuda yazılabilir.

c)       Aruzun her kalıbıyla yazılır.

d)      Muhammes biçimde şarkılar da yazılır. Bunlara muhammes şarkı adı verilir.

e)      Kafiye şeması farklı şekillerdedir:

ð  aaaa(nak)a(nak) - bbba(nak)a(nak) - ccca(nak) a(nak) - ddda(nak)a(nak)

ð  aaaaaa(nak) -bbbba(nak) -cccca(nak) -dddda(nak)

ð  bbbaa – cccaa - dddaa - eeeaa

ð  aaaaa - bbbba - cccca – dddda

 

MUHAMMES

Şeh-râh-ı muhabbet ki tarîk-ı ezelimdir---a

Ser-menzil-i aşk eski mekân ü mahalimdir. ---a

Yoldan koyan ammâ beni tûl-i emelidir---a

Bu çâk-i girîbâna sebeb kendi elimdir---a

Hep çekticeğim kendi cezâ-yı amelimdir---a (nak.)

 

Yazık bana bunca zaman olamdım irşâd---b

Kaldım heves-i şâdi ile dehrde nâ-şâd---b

Hangi amelimle olayım lâyık-ı âzâd---b

Destimde ne tesbîh ü zebânımda ne evrâd---b

Hep çekticeğim kendi cezâ-yı amelimdir---a (nak.)

 …………………

 Mef û lü / me fâ î lü / me fâ î lü / fe û lün

                                                                                 Enderunlu Vasıf

4)Müseddes

a)       Bentleri altı dize olan nazım biçimidir.

b)      Kafiye düzeni şu şekildedir:

 

c)       Çeşitli konularda yazılır.

NOT: Bentleri 6 dizeli olan şiirlere tesdis denir. Bentleri 7 dizeli olan şiirlere müsebbadenir.Bentleri 8

dizeli olan şiirlere müsemmen denir.Bentleri 9 dizeli olan şiirlere mütessa denir. Bentleri 10

dizeli olan şiirlere muaşşer denir.

 

 Müseddes

Firâşım seng-i hârâ pûşişim şevk-ı kıtad olsun ---a

Yerim beytü’l-hazen kârım figân-ı girye-zâd olsun ---a

Ten-i mecrûhuma ta’n-ı adû zahm-ı ziyâd olsun ---a

Edenler gönlümü âzürde mesrûrü’l-fuâd olsun ---a

Yıkanlar hâtır-ı nâ-şâdımı yâ Rabbi şâd olsun ---a (nak.)

Benimçün nâ-murâd olsun diyenler ber-murâd olsun ---a (nak.)

 

Sipihr-i kîne-cûdan bî-vefâlık resm-i âdîdir ---b

Felekten bî-niyâz olmak dahi bir özge vâdîdir ---b

Verâ-yı kâm-cûyân-ı mahabbet nâ-murâdîdir ---b

Gönül bu matla’ın memnûn-ı ma’nâ-yı maâdîdir ---b

Yıkanlar hâtır-ı nâ-şâdımı yâ Rabbi şâd olsun ---a (nak.)

Benimçün nâ-murâd olsun diyenler ber-murâd olsun ---a (nak.)

 ………………………………

Ne mümkündür bula ey Nâilî hükm-i kazâ tağyîr ---c

Bozulmak mümteni’dir ser-nüvist-i hâme-i takdir ---c

Bu ma’nâda derûn-şâdım ki bir dem etmeyip te’hîr ---c

Edip ser-tîz ü bürrân tîşe-i âzârı bî-taksîr ---c

Yıkanlar hâtır-ı nâ-şâdımı yâ Rabbi şâd olsun ---a (nak.)

Benimçün nâ-murâd olsun diyenler ber-murâd olsun ---a (nak.)

 

Me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün

                                                                                              Nailî-i Kadim

5)Taştir

a)       Tahmisin başka bir biçimidir.

b)      Tahmiste eklenen üç dize taştirde beyitlerin arasına konur.

c)       Kafiye düzeni: a(aaa)a b(bbb)a c(ccc)a ... şeklindedir

d)      Eklenen dizeler gazelin ölçü ve uyağıyla uyuştuğu gibi beytin anlamıyla da uyuşması gerekir.

e)      Şair son bentte mahlasını kullanılır.

 

 BAKÎ’NİN GAZELİNE TAŞTİR

Ferman-ı aşk can iledir inkıyadımız---a => Bakî’nin dizesi

Pürdür hayâl-i yar ile her lahza yadımız. ---a

Mevkûfdur o mâha samîm-i fuâdımız---a taştir yapılan bölüm

Âhir varınca haddine hestî-i şâdımız---a

Hükm-i kazâya zerre kadar yok inâdımız---a => Bakî’nin dizesi

 

Baş eğmeziz adâniye dünyâ-yı dûn içün---b => Bakî’nin dizesi

Ettik fedâ zevâhiri şevk-ı derûn içün ---b

Sattık metâ-ı ömörü mey-i la’l-gûn içün---b taştir yapılan bölüm

Nevbet çalınca rıhlet-i milk-i sükûn içün ---b

Allah’adır tevekkülümüz i’timâdımız ---a => Bakî’nin dizesi

 ………………..

Minnet Hudâ’ya devlet-i dünyâ fenâ bulur---c => Bakî’nin dizesi

El-hak gazelde neşve-i Bakî bekâ bulur---c

Ahlaf o nazma gûş tutarken safâ bulur---c taştir yapılan bölüm

Taştîrimiz bu sayede az çok bahâ bulur---c

Bâki kalır sahîfe-i âlemde adımız---a => Bakî’nin dizesi

 

 Mef û lü - Fâ i lâ tü - Me fâ î lü - fâ i lün

                                                                                            Yahya Kemal

6)Tahmis

a)       Kelime anlamı “beşleme, beşli hâle getirme”dir.

b)      Bir şairin gazelinin beyitlerinin üstüne aynı ölçü ve kafiyede üçer mısra eklenerek yazılmış muhammese denir.

c)       Hemen hemen her şair kendinden önceki veya çağdaşı olan şairlerin birkaç gazelini tahmis etmiştir.

d)      Kafiye düzeni (aaa)aa - (bbb)ba - (ccc)ca ...

e)      Şair son bentte mahlasını söyler.

 

 FUZULÎ’NİN GAZELİNE TAHMİS

Aceb ol şâh-ı zâlim âşıkın hûnına kanmaz mı ---a Tahmis

Bu denlü nâle bir gün ana te’sir ede sanmaz mı ---a yapılan

Kıyâmet yok mudur sanır yahud haşre inanmaz mı ---a bölüm

Meni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı ---a Fuzuli’nin

Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı ---a Beyiti

 

Dem-â-dem ol gül-i handân eder can bülbülün seyrân ---b Tahmis

Nasîbi illerin ihsân benim endûh-ı bî-pâyân ---b yapılan

Eder gayrileri handân beni bin derd ile giryân ---b bölüm

Kamu bîmârına cânân devâ-yı derd eder ihsân ---b Fuzuli’nin

Niçin kılmaz bana dermân beni bîmâr sanmaz mı ---a Beyiti

 ……………………….

Me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün / me fâ î lün

                                                                                                         MÂNÎ


                                                                            

Destek, talep ve görüşlerinizi yorumlarda belirtirseniz sevinirim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yirmi

-20          20. Bir çocuk bile ilk zamanlar ona kadar saymayı öğrenir, yirmiye kadar saymak zordur onun için. Bizler ise dünyada yaklaşık 20 yıldır ruhumuzla, bedenimizle varız. Ruh için fazla, insan hayatı için kısa sayılabilecek yıl sayısı kadar.           İnsan neden memnun olmaz? Küçükken büyümek, büyürken küçülmek ister. İnsan geri getiremeyeceği ya da durduramayacağını bildiği şeylere etki edemeyeceğini bildiği için memnuniyetsizleşir. Küçük iken büyüyünce her şeyin güzel olacağını, istediğimiz gibi yaşayacağımızı umarak büyüdük. Ama öyle değilmiş.           Bir olgunun belirsiz olması durumu bizi tedirgin eder. Sonucu iyi olsa bile. İnsan önünü, arkasını net bir biçimde görmek ister. Ancak yirmili yaşlar öyle değil. Hayatımızdaki hiçbir şey belli değil. İleride ne olacağımız belli değil. İnsanın bu yaşlarda varoluşsal sancılar çekmesi normal herhalde. Karşısına çok fazla seçenek çıkıyor: mesleği, ilgi ala...

Albert Camus / Yabancı Eleştiri Yazısı

ALBERT CAMUS / YABANCI ELEŞTİRİ YAZISI Yabancı Albert Camus (Fransızca aslından çeviren: Ayça Sezen). İstanbul: Can Sanat Yayınları, Mart 2021, 112 sayfa.           Albert Camus (Fransızca telaffuz: [albɛʁ kamy]; 7 Kasım 1913 - 4 Ocak 1960), Fransız yazar ve filozof olan Camus varoluşçuluk ile ilgilenmiştir ve absürdizm akımının öncülerinden biri olarak tanınır; fakat Camus kendini herhangi bir akımın filozofu olarak görmediğinden, kendini bir "varoluşçu" ya da "absürdist" olarak tanımlamaz. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den sonra bu ödülü kazanan en genç yazar olmuştur. Ödülü aldıktan 3 yıl sonra bir trafik kazasında ölmüştür. Yazar, deneme, roman, hikaye, oyun türünde birçok eserler vermiştir.           Ayça Sezen, İstanbul’da doğdu. Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdi. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda tamamladı. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Halen çevi...

Köpek Kalbi

 Köpek Kalbi   “Tiyatro Eleştiri Yazısı” Kapak Tasarımı: Genco Demirer.          Mihail Bulgakov’un 1925 yılında yazdığı ancak 1987 yılına kadar Rusçada yayımlanmayan Köpek Kalbi adlı kitabı Onur Demircan yönetmenliğinde (ilk oyun) 23 Ocak 2025'te Müze Gazhane'de  uyarlanarak seyircisiyle buluşmakta. Acayiptir ki 28 Ocak'ta ''Cadı Kazanı'' tiyatrosuna da gitmiştim. Oyuncular; Ali Gökmen Altuğ , Cander Çandarlı , İrem Arslan , Onur Şirin .           Şarik , bir sokak köpeğidir. Bir gün üzerine kaynar su dolu tencere dökülür, bir cerrah onu bulur ve evine götürür, iyileştirmeye çalışır. Daha sonra köpeğe bir insanın Türk eyerini ve erkek testislerini nakleder. Bu deneyin sonucunda Şarik insanlaşmaya başlar. Sovyetler Birliği'nde iş bile bulur, yavaş yavaş sosyalist bir vatandaşa dönüşür. Can Yayınları, Köpek Kalbi.           Tiyatro iki saat ve iki perdeden oluşmaktadır. Açıkçası benim ilk uzun t...