Ana içeriğe atla

Averroes

İBN-İ RÜŞT (AVERROES)

           İbn-i Rüşt 14 Nisan 1926 yılında Murabıtlar Devleti topraklarında şimdiki İspanya’nın özerk bölgesi olan Endülüs Eyaletin’de Cordoba (Kordova) diğer adıyla da Kurtaba şehrinde bilim ve siyaset çevrelerinden seçkin olan bir ailenin çocuğu olarak doğdu. İbn-i Rüşt tahsil hayatınının ilk adımı olan okuma,yazma,gramer ve temel dini bilgileri Babası Ebul Kasım İbn Rüşt’ten aldı.İlgi alanları İslam teolojisi, felsefe, matematik, sağlık, psikoloji ve astronomiden oluşmuştur. Aristoteles’in eserlerini Arapçaya çevirdi. Tecrübe ve yorumlarıyla Aristo’yu yeniden Avrupa’ya tanıttı. Batı’da Averroès (Eviros) olarak anılmıştır.Averroes sıkı ve sadık Aristotelesçi’dir.İslam felsefesinde Aristocu akımdan meşşailiğin temsilcilerindendir.Meşaalik,Yunanca peripatetizm teriminin Arapçasıdır. Anlamı ise,İslam felsefesi içinde doğa felsefesinin etkisinden sonra başlayan akla dayalı felsefe eğiliminin sistemli hale gelmesinden oluşan okul olarak tanımlanır. Aristoculuğun baskın olduğu felsefi akım olarak da bilinmektedir.

          İbn-i Rüşt Batı’nın başarılarına katkıda bulunmuştur.Bu durumda İslam Dünyası’nın da etkisi olduğu söylenebilir.Batı İbn-i Rüştü Rönesans’a kaynak olarak kabul etmiştir.Aydınlanmanın Babası olarak kabul edilmiştir.

           İbn-i Rüşt’ü anlamak için Aristo’yu anlamak gerekir. Çünkü daha önce söylediğim gibi Averroes bir Aristocudur.Aristo’nun öğretmeni Platon’dur. Bu nedenle Aristo’da da Platon’dan etkilenmiştir. Aristotelesçiliğin belirli bir akademisi olmamıştır, bu bakımdan Platonizmden daha farklı yönelimleri söz konusudur. Hümanistlerin(insan odanlı) yanı sıra İbni Rüştçüler (Avveroistler) ve Alexandristler(alexzandiristler) olarak adlandırılan akımlar anılmaya değerdir. Birinciler İbni Rüşt'ün ortaçağda Platon etkisininde işe karıştığı Aristo yorumunu temel alıyorlardı. İkincilerse, antikçağ sonlarında en büyük Aristotales yorumcusu kabul edilen Aphrodisiaslı Alexandros'a dayanıyorlardı.Fakat Averrose Birinci Aristo yorumunu destekliyordu.

          Aristotelesçiliğin merkezi 14. yüzyıldan itibaren İbn-i Rüştcülüğün etkili olduğu Padova'dır. Bütün Aristotalesçi kadroların burada toplanması söz konusudur. Aristotelesçiliğin merkezi tartışması olan ruhum ölümsüzlüğü konusunda doğalcı-materyalist bir düşüncenin savunusunu geliştirmiştir. "Çifte doğruluk" düşüncesiyle aklı olan ile tanrısal olanı ayırmaya çalışmış buna rağmen kilise tarafından aforoz edilmekten kurtulamamıştır. Röneans felsefesindeki Aristotelesçiliğin ortacağdan farkı, dindışı bir yönelimle Aristo felsefesini degerlendirmesidir.Skolastik felsefe Orta Çağ düşüncesinde doğrunun zaten mevcut olduğu düşüncesine ve felsefenin okullarda okutularak öğretilmesine dayanan bir yaklaşım sergiler. Bu felsefenin temeli teolojidir, ona dayanır ve onu desteklemeye çalışır.

          Aristo ve Eflatun'un yani Platon’un felsefesini uzlaştırmaya çalışan İbn-i Rüşt, din ve felsefeyi aynı kaynaktan beslenen iki ayrı alan olarak gördü. İbn-i Rüşt'e göre din vahiy ürünüyken, felsefeyi ise insan aklının ürünü olarak değer gördü, fakat her ikisinin de kaynağının aynı olduğunu savundu.Kişinin hem felsefe hem de din sayesinde hakikate ulaşabileceğini söyledi.İslam Dünyası ile Felsefe arasında bir çatışma olmadığını belirrti.

          İbn-i Rüşt İslam Dünyası’nda çok fazla değer görmeyen Müslüman bilim insanıdır.Çünkü,dine bakış açısında aklı daha ön planda tutmuştur.Dine göre Ehli Sünnet düşüncesi vahiy akıldan üstündür der.Fakat İbn-i Rüşt aklı öncelediği için İslam Dünya’sında çok fazla değer göremez.İslam Dünya’sı genellikle Ehli Sünnet inancını benimsemiştir.

          İbn-i Rüşt’ün felsefe alanı dışında sağlık alanınada katkıda bulunmuştur.Tıp ansiklopedisi olan "El Külliyat Fi't Tıbb"ta, hastalıkları tek tek ele alarak, bu eserinde hiçbir insanın hayatında ikinci bir defa çiçek hastalığına yakalanmayacağını belirterek, sebeplerini en ince ayrıntısına kadar izah etti. İbn-i Rüşd, bu ansiklopedisinde, kan dolaşımının şemasını ana hatlarıyla göstererek, tıp doktoru William Harvey'e öncülük etti.Külliyat Fi’t Tıb kitabı Latince’ye çevrilerek yüzyıllarca Avrupa’da Tıp fakültelerinde ders kitabı olarak kullanıldı.Ayrıca gözdeki retina tabakası ve çalışma şekline ilişkin açıklamalarının da tıp dünyasında çığır açan bir nitelikte olduğu kabul edilerek, tıp tarihinde, gözdeki retina tabakasının fonksiyonunu ilk defa ilmi açıdan izah eden alim olarak gösterildi. İbn-i Rüşd'ün tıp alanında dikkati çeken diğer bir özelliği ise mikrobiyolog ve kimyager Louis Pasteur'dan önce mikrobik hayat üzerinde durması ve ilmi anlamda açıklık getirmesi oldu.

          Averosse birçok konuda birçok kitap yazmıştır.Bilim ve felsefe konusunda Duyum ve Algı Üzerine,Felsefe Üzerine Değerlendirme,Nefis Kitabı Üzerine Değerlendirme;Sağlık alanında Müfred İlaçlar Hakkında,Solunum Üzerine,Tıp Külliyatı;Dini konularda da İçtihâdın Başlangıcı ve Ilımlılığın Sonu,Felsefe ve Din İlişkisi Üzerine,Fıkıh Üzerine gibi birçok eserler yazmıştır.

          10 Aralık 1198’de Marakeş,Fas’ta 72 yaşında hayatını kaybetti.

                                                                             
                                                                                                

                                                      

Destek, talep ve görüşlerinizi yorumlarda belirtirseniz sevinirim.   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yirmi

-20          20. Bir çocuk bile ilk zamanlar ona kadar saymayı öğrenir, yirmiye kadar saymak zordur onun için. Bizler ise dünyada yaklaşık 20 yıldır ruhumuzla, bedenimizle varız. Ruh için fazla, insan hayatı için kısa sayılabilecek yıl sayısı kadar.           İnsan neden memnun olmaz? Küçükken büyümek, büyürken küçülmek ister. İnsan geri getiremeyeceği ya da durduramayacağını bildiği şeylere etki edemeyeceğini bildiği için memnuniyetsizleşir. Küçük iken büyüyünce her şeyin güzel olacağını, istediğimiz gibi yaşayacağımızı umarak büyüdük. Ama öyle değilmiş.           Bir olgunun belirsiz olması durumu bizi tedirgin eder. Sonucu iyi olsa bile. İnsan önünü, arkasını net bir biçimde görmek ister. Ancak yirmili yaşlar öyle değil. Hayatımızdaki hiçbir şey belli değil. İleride ne olacağımız belli değil. İnsanın bu yaşlarda varoluşsal sancılar çekmesi normal herhalde. Karşısına çok fazla seçenek çıkıyor: mesleği, ilgi ala...

Albert Camus / Yabancı Eleştiri Yazısı

ALBERT CAMUS / YABANCI ELEŞTİRİ YAZISI Yabancı Albert Camus (Fransızca aslından çeviren: Ayça Sezen). İstanbul: Can Sanat Yayınları, Mart 2021, 112 sayfa.           Albert Camus (Fransızca telaffuz: [albɛʁ kamy]; 7 Kasım 1913 - 4 Ocak 1960), Fransız yazar ve filozof olan Camus varoluşçuluk ile ilgilenmiştir ve absürdizm akımının öncülerinden biri olarak tanınır; fakat Camus kendini herhangi bir akımın filozofu olarak görmediğinden, kendini bir "varoluşçu" ya da "absürdist" olarak tanımlamaz. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den sonra bu ödülü kazanan en genç yazar olmuştur. Ödülü aldıktan 3 yıl sonra bir trafik kazasında ölmüştür. Yazar, deneme, roman, hikaye, oyun türünde birçok eserler vermiştir.           Ayça Sezen, İstanbul’da doğdu. Saint Benoit Fransız Lisesi’ni bitirdi. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda tamamladı. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Halen çevi...

Köpek Kalbi

 Köpek Kalbi   “Tiyatro Eleştiri Yazısı” Kapak Tasarımı: Genco Demirer.          Mihail Bulgakov’un 1925 yılında yazdığı ancak 1987 yılına kadar Rusçada yayımlanmayan Köpek Kalbi adlı kitabı Onur Demircan yönetmenliğinde (ilk oyun) 23 Ocak 2025'te Müze Gazhane'de  uyarlanarak seyircisiyle buluşmakta. Acayiptir ki 28 Ocak'ta ''Cadı Kazanı'' tiyatrosuna da gitmiştim. Oyuncular; Ali Gökmen Altuğ , Cander Çandarlı , İrem Arslan , Onur Şirin .           Şarik , bir sokak köpeğidir. Bir gün üzerine kaynar su dolu tencere dökülür, bir cerrah onu bulur ve evine götürür, iyileştirmeye çalışır. Daha sonra köpeğe bir insanın Türk eyerini ve erkek testislerini nakleder. Bu deneyin sonucunda Şarik insanlaşmaya başlar. Sovyetler Birliği'nde iş bile bulur, yavaş yavaş sosyalist bir vatandaşa dönüşür. Can Yayınları, Köpek Kalbi.           Tiyatro iki saat ve iki perdeden oluşmaktadır. Açıkçası benim ilk uzun t...